İstemediğini, hazır olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنّها لا تريد أن تفعل ذلك، وأنّها لم تكن مُستعدّة لذلك |
Kız parasını almak için buraya ... indiğinde burada kimsenin olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | أتذكرين عندما قفز (دوني) وأنقذ (آني) من (بيك اب بيت)؟ قالت أنّها لم تلمحه تماماً |
O da olamaz. İlaç kullanmadığını ve alerjisi olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | قال أنه لا يستخدم أي دواء وليس لديه أي حساسية |
Ancak resmi dükkan sahibine gösterdiğimizde dükkan sahibi, babamın katilinin Luna, olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | ولكن حينما أخذنا صورة ليراها صاحب المتجر ، قال أنه لم يكن لونا الرجل الذي قتل والدي. |
- Evli olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | - قال بأنّه لم يتزوّج - أوه،انه متزوّج |
Ama Michelle onun odada olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | لكنها قالت انه لم يكن بالغرفة فى تلك الليلة |
Bunu daha fazla kaldırabilecek midesi olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | قالت أنّها لم تعد تحتمل ذلك. |
Evliliğe inanmadığını, evliliğin ona uygun olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | لقد قال أنه لا يؤمن بالزواج و أن الزواج لا يناسبه |
Ama Kitt, bankanın altından giden bir tünel olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | لكن (كيت) قال أنه لا وجود لأي أنفاق مباشرة تحت البنك |
Ben'in, Ellison'ın Fisk'ten para aldığına dair kanıtı olmadığını söylemişti hani? | Open Subtitles | أظن أن (بين) قال أنه لا يملك أي دليل على أن (إيلسون) كان يأخذ مال من (فيسك) |
Peter, kız kardeşini öldürdüğünde kendinde olmadığını söylemişti değil mi? | Open Subtitles | بيتر" قال أنه لم يكن يعرف" ماذا يفعل حين قتل اختك أليس كذلك ؟ |
Serena'dan haberi olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | حسنًا، قال أنه لم يسمع عنها |
- Evli olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | - قال بأنّه لم يتزوّج - أوه،انه متزوّج |
Mara saçmalama sorununu çıkardığında benim suçum olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | عندما اخرجت مارا اضطراب الثرثرة قالت انه لم يكن خطأي |
Audrey ortaya çıktığında bana benim suçum olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | عندما خرجت اودري قالت انه لم يكن خطأي |