| Mükemmel olmalılar, mükemmel olmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا مثاليين، أحتاجهم أن يكونوا مثاليين. |
| Gelecek hafta yola çikmak için hazir olmak zorundalar. | Open Subtitles | و ماذا في ذلك؟ يجب أن يكونوا جاهزين لشحنهم الأسبوع المقبل. |
| Yardıma ihtiyacımız olacak. Fazla vaktimiz yok. Bizim gibi kaçak olmak zorundalar. | Open Subtitles | -نحتاج إلى من يساعدنا يجب أن يكونوا من السابقين |
| Bu sıkışık duruma rağmen penguenler çok uyumlular. Çünkü olmak zorundalar. | Open Subtitles | بالتكدس في هذا الحشد ، فإن الطيور يكونوا ذوات طبيعة مميزة ، لكن يجب عليهم أن يكونوا كذلك. |
| Daha yaratıcı ve dirençli olmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب عليهم أن يكونوا مبدعين و سريعي التغلب على المشاكل |
| Dakik olmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا دقيقين في المواعيد |
| Öyle olmak zorundalar. | Open Subtitles | يجب أن يكونوا هكذا. |
| Burada tanıdığım insanlar birbirlerine yakındırlar, ama olmak zorundalar. | Open Subtitles | وأنا أعلم الناس هنا ضيق مع بعضها البعض ، ولكن... يجب عليهم أن يكونوا. |
| Evet ama bir yerde olmak zorundalar. | Open Subtitles | عليهم أن يكونوا بمكان ما |
| neden ülkenin ahlak abidesi olmak zorundalar? | Open Subtitles | لمَ يجب عليهم أن يقولوا بوصلة المجمتع الأخلاقية؟ |