| Arkadaşını kurtardın. Senin eşin olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | تغطي على صديقك وانا فخورة بكوني زوجتك |
| (Gülüşmeler) Bu maili Dr. Geiger'dan aldığımda bu öykünün bir parçası olmaktan gurur duymam gerektiğini biliyordum. | TED | (ضحك) هكذا عندما وصلت هذه الرسالة من الدكتور جيجر، عرفت ان على ان اكون فخورة بكوني جزء من هذا التاريخ |
| Bir ördek olmaktan gurur duyuyorum. Bende sizin her birinizle uçmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخور بكوني بطّة وسأكون فخوراً بالطيران مع أيّ منكم |
| Burada olmaktan gurur duyuyorum. Her yeri gördünüz mü? | Open Subtitles | يجب أن أخبركما أنني فخور لكوني هنا هل رأيتما المكان كله؟ |
| Uzun süredir ilk kez Avusturyalı olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | لأول مرّه منذ أمد بعيد إنني فخور كوني نمساوِيّ |
| Ama o zamandan bu zamana hem bireysel hem de pilotluk gelişiminizi yakından takip ettim, ve şunu söyleyebilirim ki sizin yüzbaşınız olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و لكني راقبتكم تنمون و تتطورون من وقتها كرجال و ملاّحين على حد سواء و يمكنني القول أنني فخور أن أكون قائدكم |
| - Ve aynı zamanda, oğlun olmaktan gurur büyük gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و أيضاً أنا فخور فخور جداً لكوني أبنك |
| Burası benim parçası olmaktan gurur duyduğum ve uğrunda savaşmaya değer bir yer. | Open Subtitles | وهو شيء أنا فخورة لكوني جزءًا منها، ويستحق الصراع لأجله. |
| Ve sessiz çoğunluğun sesi olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و لكن كل واحد من بين خمسة بالغين لديه هذا المرض و أنا أفخر أن أضم صوتي |
| Kardeşin olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخورة بكوني أختكِ. |
| Kardeşin olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخورة بكوني أختك الصغرى |
| Gazeteci olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | فخورة بكوني صحفية |
| Çünkü asıl önemli olan bir yardımcı olmaktan gurur duymam. | Open Subtitles | لأنّ في حقيقة الأمر أنا فخور بكوني مساعد |
| Muhtemelen babamı bulur oğlu olmaktan gurur duyduğumu söylerdim. | Open Subtitles | سأجد والدي على الأرجح... وأخبره أنني فخور بكوني إبناً له. |
| Baban olmaktan gurur duyuyorum ve torunumu göremeyeceğim için üzgünün. | Open Subtitles | "أنا فخور بكوني والدك و أنا آسف أنني لن أتمكن من رؤية أحفادي" |
| Adalet sistemi müthiş. Amerikalı olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | العدالة الأمريكية هي الأفضل في العالم أنا فخور لكوني أمريكاً |
| Aslında ben kahraman desteği olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | في الحقيقة أنا فخور لكوني مساعد بطل |
| Bir onbaşı olmaktan ve ayrıca başkanın muhafızı olmaktan gurur duyarım. | Open Subtitles | أنا فخور لكوني"عريف" وأيضا حارس "الرئيس الشخصي". |
| Bugün, senseiniz olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | اليوم.. أنا فخور كوني معلمكم... |
| Ve bir Hazine Avcısı olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و أنا فخور أن أكون من رجال الآثار |
| Fransız olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | أنا فخور جداً لكوني فرنسي. |
| Onun arkadaşı olmaktan gurur duyuyordum. | Open Subtitles | كنت فخورة لكوني صديقتها |
| Ve sessiz çoğunluğun sesi olmaktan gurur duyuyorum. | Open Subtitles | و أنا أفخر أن أضم صوتي |