| Mutsuz, olmamalısın, Tomas. Ağlamamalısın! | Open Subtitles | لا يجب أن تكون حزينًا يا توماس لا يجب أن تبكي |
| Gerçekten burada olmamalısın. Vargas hakkında Sorular sorup duruyor. Gerçekten burada olmamalısın. | Open Subtitles | أنت لا يجب أن تكون هنا حقا تساؤلات فارجاس كثرت حولك |
| Hayır, burada olmamalısın. Güvenli değil. | Open Subtitles | لا , لا يجب أن تكوني هنا الوضع ليس آمناً |
| - Tamam. Ama şu an burada olmamalısın tamam mı? | Open Subtitles | لكن لا ينبغي أن تكون متواجداً هنا الآن حسناً |
| Burada olmamalısın. Burası benim okulum, benim hayatım ve içine etmene izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكوني هنا، هذه مدرستي إنّها حياتي ولن أدعكِ تخرّبيها |
| Burada olmamalısın, hayatım. Sen de. Ben de, hiçbirimiz burada olmamalıyız. | Open Subtitles | يجب أن لا تكون هنا حبيبى وأنت أيضا يجب ان لا تكونى هنا |
| Babam üniversiteye gitti. Burada olmamalısın, Frederic. | Open Subtitles | أبي ذهب إلى الجامعة، يجب ألّا تكون هنا، (فريدريك)! |
| Gerçekten burada olmamalısın. Vargas senin hakkında çok soru soruyor. | Open Subtitles | أنت لا يجب أن تكون هنا حقا تساؤلات فارجاس كثرت حولك |
| Fitili ateşlediğimizde yakınlarda olmamalısın. | Open Subtitles | لا يجب أن تكون بجوارها عندما نرفع الغطاء |
| Böyle zamanlarda bir başına olmamalısın. | Open Subtitles | في مثل هذا الوقت، لا يجب أن تكون وحيداً. |
| Ama daha kötüsü, birinin sana, orada olmamalısın dercesine bakması. | Open Subtitles | لكن الأمر الأسوأ هو عندما ينظر إليك شخص كأنّك لا يجب أن تكون هناك. |
| Senden korkmalarını istiyorsan, mesajı veren sen olmamalısın. | Open Subtitles | لو أردتهم أن يخافوك، لا يجب أن تكون أنت من يسلم الرسالة |
| Demek istediğim bir cuma akşamı tek başına olmamalısın. | Open Subtitles | حسناً أعني لا يجب أن تكوني وحيده في ليلة الجمعه |
| Seni bu olanlara dahil etmek istemedim. Burada olmamalısın bile. | Open Subtitles | لم أنوي أن أقحمك في هذا، لا يجب أن تكوني هنا |
| Haydi, dışarıda olmamalısın. | Open Subtitles | - لا يجب أن تكوني في الخارج -حسنا يا سيدتي |
| Burada olmamalısın. Burada olmamalısın. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تكون هنا لا ينبغي أن تكون هنا |
| Eve git. Burada olmamalısın. | Open Subtitles | أذهب للمنزل لا ينبغي أن تكوني هُنا الآن |
| Yakında gelir ama sen burada olmamalısın. | Open Subtitles | حسناً، انهُ سوف يعود قريباً، ولكن يجب أن لا تكون هنا. |
| Burada olmamalısın. | Open Subtitles | يجب ألّا تكون هنا |
| - Burada olmamalısın.Burada ne yapıyorsun? | Open Subtitles | أنت لا يمكنك أن تكون هنا . لماذا أنت هنا ؟ |
| Böyle bir kurumun yakınında olmamalısın. | Open Subtitles | لايجب أن تكون قريبا من مكان كهذا |
| Sana söyledim, bugün burada olmamalısın. | Open Subtitles | أخبرتُك، لا يمكنك التواجد هنا اليوم |
| Seni tanımıyorum bile ama burada olmamalısın. | Open Subtitles | حسنا انا لا علم من انت ولكن لا يجب ان تكوني هنا |
| Sorduğuna göre, belki de burada olmamalısın. | Open Subtitles | إذا كان عليك أن تسأل فربما لا يجدر بك التواجد هنا |
| - Bu geç saatte burada olmamalısın. | Open Subtitles | يجب أن لا يكون الاطفال خارج الماضي حظر التجول. |
| Burada olmamalısın. | Open Subtitles | يجب ألاّ تكوني هنا |
| Kişisel sorunlarını kenara koyamıyorsan burada olmamalısın! | Open Subtitles | إذا لم يكن بإمكانكِ وضع مشاعركِ الشخصية جانباً، فلا يجب عليكِ التواجد هنا! |
| Evet. Arkadaşım şunu söylüyor Yalnız ve üzgün olmamalısın | Open Subtitles | نعم ، ما يحاول صديقى قوله هو أنكى لا يجب أن تكونى حزينة ووحيدة الآن |