| Ben de bazı şeyler görürüm. Üst kattaki olta gibi. | Open Subtitles | أَرى أشياء أيضاً، مثل بركة صيد السمك في الطابق العلوي |
| Eğer bana böyle olta yapmayı öğretirsen ben de sana avlanmayı öğretirim. | Open Subtitles | لو تعلميني كيف اصنع خطاف صيد كهذا .. سوف اعلمك كيف تصطادين |
| Ya bana o iğneyi yapın, ya da bana bir kova dolusu bebek yemiyle beraber bir olta verin. | Open Subtitles | والآن أعطني تلك الحقنة أو صنارة وضع بنهايتها طعام أطفال |
| Bu olta iğnesi bu da çekiç. | Open Subtitles | ها هو الخطاف وأيضا المطرقة |
| Tamam, bir olta alalım ve bir terörist yakalayalım, Tim Walsh. | Open Subtitles | . حسناً ، لنرمي الصنارة ونقبض علي ارهابي . "تيم والش" |
| olta mı? | Open Subtitles | لديك واحدة إضافية أليس كذلك ؟ صنّارة صيد ؟ |
| Flint, balık olmayan yere olta atıyorsun. | Open Subtitles | (فلنت)، لا تستطيع الاستمرار برمي صنارتك من غير اصطياد أي سمكة -ماذا؟ |
| İşte kendi başına göndereceğin olta. | Open Subtitles | ها هو عود الصناره الذى سوف ترسله بنفسك |
| Bak, üzgünüm. olta konusunda haklıydın. | Open Subtitles | انا اسفة لقد كنت محق بشأن السنارة |
| Uyku torbalarını bağlıyor. Sırt çantalarını hazırlıyor, olta atışlarına çalışıyor. | Open Subtitles | ربط الحقائب، تدرب علي صيد السمك طوال النهار. |
| Çürük kokmayan bir olta takımıyla balık tutmaya başlarsın sonra hiç kimse yanına oturmaz. | Open Subtitles | حين تذهب برحلة صيد بصندوق عدّة لا تصدر منه رائحة نتنة فلن يجلس أحدٌ بجانبك |
| Balikciydi, ellerindeki yaralar cok belli, olta kancalari. | Open Subtitles | إنه صياد، الندب على يديه مميزه سنارة صيد |
| Hilary, bana Sinekli olta Balıkçılığı dergisinden Matthew Sweet'i bağla, olur mu? | Open Subtitles | هيلاري, احضري لي ماثيو سويت من مجلة صيد السمك الشهريه, هل من الممكن ؟ |
| Benim oğlanlardan biri bir küçük kano, bir olta takımı ödenekten bir onluk, iki yatak ve bir havalı tüfek çalıp kaçmış. | Open Subtitles | يبدو أن أحد فتياني قد سرق زورقاً صغيراً وبعض أدوات صيد السمك، وعشرة أرطال من معدات متفرقة وفراشين ملفوفين وبندقية هوائية. واختفى. |
| - Bu bir olta. - Evet, anladım. | Open Subtitles | هذه صنارة صيد بمعنى انّه بدأ يقنعه اجل لقد فهمت |
| Kaldı ki bulunacak bir olta da yoktu ortada ne Bridget Sullivan ne de kardeşiniz bir oltanız olduğunu biliyor. | Open Subtitles | ثم إن أختك والخادمة بريدجيت لا يعلمان أبدا بأنك تملكين صنارة الصيد |
| Ve resif de olta. | Open Subtitles | والشعب المرجانية هى الخطاف. |
| Bu sayede olta iğneleriyle onu asabilmişler. | Open Subtitles | لكي يستطيع تعليقها على الخطاف |
| Saatlerce düzgünce olta atmaya çalıştım. | Open Subtitles | لساعات، حاولت رمي الصنارة كما تدربت. |
| olta takımı almaya gidiyorum. | Open Subtitles | سأذهب لشراء صنّارة صيد. |
| Senin çok güvendiğin olta çubuğun Rodney şu an nerede? | Open Subtitles | ..أين (رودنى) صنارتك الامينه الأن ؟ |
| Büyük Epifani tohumu. Bir olta. Bir masal. | Open Subtitles | بذرة لعيد الغطاس , خطاف , و حكاية |
| - Evet, olta elinden hiç düşmez. | Open Subtitles | - اجل ، الصناره لا تفارق يده |
| Şu oltayı beğendim. Güzel bir olta. | Open Subtitles | احب تلك السنارة انها جميلة |
| Çoğu olta kamışında, olta ipi, parmak eklemenin hemen oradaki işaret parmağına sürter. | Open Subtitles | في معظم صنارات الصيد، هناك خيط الصيد وبسببه تتورم أصبع السبابة مباشرة فوق المعصم |