on kişi anca 48 saat dayanabilir. | Open Subtitles | . عشر أشخاص لا يمكن أن يستمروا أكثر من 48 ساعة |
Buraya çocukken de gelirdik, on kişi olurduk. | Open Subtitles | لقد تعودنا أن نأتى إلى هنا عندما كنا أطفال سنكون عشر أشخاص |
Son görüşmeye çağırılan on kişi var. | Open Subtitles | هناك فقط عشرة أشخاص وصلوا الى مرحلة النهائية. |
Son görüşmeye on kişi çağırıldığını duydum. | Open Subtitles | سمعت أن هناك فقط عشرة أشخاص وصلوا الى مرحلة النهائية. |
O kız öldüğünde on kişi nerede ve ne yaptığımı biliyordu. | Open Subtitles | عشرة اشخاص يعرفون اين كنت وماذا افعل عندما ماتت هذه الفتاة |
Keyfin yerinde değil diye on kişi gitti. | Open Subtitles | عشرة منهم قاموا وذهبوا لأنكِ لم تكونِ بمزاجٍ جيد |
Kaçmaya çalışan biri için on kişi öldüreceği kısmına mı? | Open Subtitles | عشرة منّا يُقتلوا لكل شخص يهرب ؟ |
Sesini duyan on kişi var, her birinin ifadesi elimizde. | Open Subtitles | هناك عشر أشخاص سمعوه, ولقد حصلنا على أفادات من كل منهم |
Çitten on kişi girdi ama geriye sadece ikimiz kaldık. | Open Subtitles | عشر أشخاص عبروا السياج لكن تبقى اثنان فقط |
Bir arabaya on kişi koymak zorunda kalmazsak umursamıyorum, boşaltmamız gerekiyor. | Open Subtitles | يجبأننخليالمكان،حتى لواضطررنا لنقل عشر أشخاص بسيارة واحدة |
on kişi onu Caribou Club'da kokteylleri götürürken görmüş. | Open Subtitles | عشر أشخاص رأوها ...تلقى بتجاربها في نادي الوعل. |
Tam çıkarıp tükürmeye hazırken bir baktım... oturma odasında on kişi falan var. | Open Subtitles | وكنت على وشك أن أبصق وكان هنالك ما يقارب عشرة أشخاص في غرفة المعيشة |
Ülkede bunu yapabilen on kişi var. | Open Subtitles | هيا هناك عشرة أشخاص في البلد قد يفعلون ذلك |
Senin gülmen için, on kişi ağlamak zorunda. | Open Subtitles | لكي تبتسم، عشرة أشخاص يجب أن يبكوا. |
O dükkana günde on kişi gelirdi. | Open Subtitles | تقريباً عشرة اشخاص كل يوم كانوا يأتون للاستوديو |
En az on kişi ona beğendiğini söyleyene kadar bir şeyi beğendiğini bilmez. | Open Subtitles | لا يعرف أبداً إذا ما كان يعجبه شيئاً ما حتى يقوم عشرة اشخاص في البلده على الأقل بإخباره بأن ذلك يعجبه |
Kolaydı efendim. Bizden beş kişi ve onlardan sadece on kişi vardı. | Open Subtitles | -كان هذا سهلا يا سيدى ,خمسة منا و عشرة منهم |
İki ciple geldiler, yaklaşık on kişi kadar-- | Open Subtitles | جاءوا في سيارتي جيب، - - حوالي عشرة منهم |