Annemin ona verdiği parfümü kullanmamasını söyler misin? | Open Subtitles | هل من الممكن أن تخبريه إلا يضع من العطر الذي أعطته أمّي؟ |
Annem her yerde annesinin ona verdiği yüzüğü arıyor.. | Open Subtitles | أمى تبحث فى كل مكان عن خاتم أمها أعطته لها |
En azından ailesinin ona verdiği isim buydu. | Open Subtitles | أو عالأقل كان هذا الإسم الذي أعطاه إياه والداه الحبيبان |
Neden Claire Meade ceza çeksin? Kocasının ona verdiği parfümü kullanmanın dışında yanlış bir şey yapmadı. | Open Subtitles | هي لم تفعل أي شيء خاطيء عدا استخدام بعض العطر الذي أعطاه لها زوجها |
Çinli doktorların ona verdiği şey bu. | Open Subtitles | هذا ما أعطاه لها أطباؤها الصينيون |
Ubilla'nın, Veracruz'daki o uğursuz günde ona verdiği bu onurlu görevi yerine getirmek için hayatta kalmalıydı. | Open Subtitles | كان لا بدّ أن ينجو ..ليحقق الإمتياز. الذي منحه أوبيليا في ذلك اليوم الحاسم في فيراكروز. |
İlk Hoshikage bu köylülerin ona verdiği isim. | Open Subtitles | الهوشيكاج الأول هذا هو الاسم الذي أطلقه عليه أهل القرية |
Doktorun ona verdiği o haplarla çoğu zaman uyuyor olacak, değil mi? | Open Subtitles | أقصد، سوف تنام معظم الوقت بسبب الحبوب التي أعطاها الطبيب |
Ama sonra babamdan, annemin ona verdiği saati istediler. | Open Subtitles | ولكنهما أرادا الساعة التي أعطته إياها والدتي |
Annenim ona verdiği şey. | Open Subtitles | ماذا أعطته والدتك؟ |
Annenim ona verdiği şey. | Open Subtitles | ماذا أعطته والدتك؟ |
Bir çok insan Courtney'in ona verdiği parayı ne bileyim, sağlık sigortası, yeni bir araba ya da aptal oğlu için üniversite hazırlık eğitiminde kullanırdı. | Open Subtitles | أعني، أن كثير من الناس كانت تستخدم المال الذي أعطته لـ(كورتني) للحصول على لاأعرف.. تأمين طبي ، سيارة جديدة |
Bir arkadaşının ona verdiği DVD dışında. | Open Subtitles | بإستثناء إحدى المرات الذي أعطاه صديقه دي في دي |
Pekala, baştan başlayalım. Kargaşa'nın ailesinin ona verdiği ismi söyleyin ve sizi federal ajana saldırmaktan suçlayalım. | Open Subtitles | حسناً, لنبدأ من جديد, أخبرونا الأسم الذي أعطاه والدا (مايهم) لهُ |
ona verdiği hançer sahte. | Open Subtitles | الخنجر الذي أعطاه لها مزيّف |
bayan Kane'nin nasıl böyle bir hata yapabilecek duruma geldiğini hayal edemiyorum doktor Wagner 'in ona verdiği ağrı kesici büyük bir şişenin içinde bir yerlerde yeni bir operaya hazırlanmanın gerginliği onu heyecanlandırıyor ve şaşırtıyor evet emin ki öyledir burda onunla kalmamın mahzurları nedir | Open Subtitles | لا يمكننى تخيل ذلك ، كيف ترتكب السيدة (كين) مثل هذا الخطأ الأحمق (العقار المُسكن الذى أعطاه لها الطبيب (واجنر كان فى زجاجة أكبر إلى حد ما التوتر الناجم عن الإعداد للأوبرا الجديدة جعلها منفعلة ومشوشة |
Ubilla'nın, Veracruz'daki o uğursuz günde ona verdiği bu onurlu görevi yerine getirmek için hayatta kalmalıydı. | Open Subtitles | كان لا بدّ أن ينجو ليحقق الإمتياز الذي منحه أوبيليا في ذلك اليوم الحاسم في فيراكروز. |
"...ona verdiği isimle, Büyük Sirk" e nakil ediliyordu." | Open Subtitles | وهو اللقب الذي أطلقه السجناء على السجن بـ(لافينويرث) في كانساس |
Ayrıca, Ian'ın ona verdiği çantayı da gördüm. Odanın içindeydi. | Open Subtitles | " ورأيتُ الحقيبه التي أعطاها أياها "أيان أنها في الغرفه |