"ona yemek" - Traduction Turc en Arabe

    • له العشاء
        
    • الغداء عندما
        
    • الطعام له
        
    • لها الطعام
        
    • لها الغداء
        
    • عشائها
        
    • أطبخ له
        
    • القرية ببعض الطعام
        
    O iyi. Ona yemek getir.. Sen hamburger mi istemiştin? Open Subtitles إنه بخير، سأطلب له العشاء ماذا تريد، همبرغر؟
    - Charlie, hadi onu evine götürelim. - O gayet iyi. Ona yemek alalım. Open Subtitles إنه بخير،سأطلب له العشاء ماذا تريد،همبرغر؟
    O öyle bir adam, ev arkadaşın üzgün olduğunda Ona yemek getiren biri. Open Subtitles . . هو هذا النوع من الشباب الذي يحضر لرفيقتكِ بالمنزل الغداء عندما تكون حزينة
    Kızınız gibi Ona yemek pişirmedim. Open Subtitles انا لم اقم بخبز الطعام له مثل ابنتك
    Lütfen Ona yemek hazırlayın. Open Subtitles اولا حضروا لها الطعام
    10 yıl boyunca Ona yemek servisi yapınca bir şeyler kapıyorsun. Open Subtitles أتعتقد أنّني قضيت 10 سنوات أقدّم لها الغداء دون تعلم شيء أو شيئين؟
    Ona, yemek yapmak ve okula göndermek için çok fazla sarhoşlardı. Open Subtitles كانا يسكران جداً عن إيقاظها للمدرسة و صنع عشائها
    Ona yemek yapacağım, çamaşırını yıkayacağım ve mastürbasyon yaparken izlemesine izin vereceğim. Open Subtitles أطبخ له أغسل ملابسه و أدعه يرأني أستمني
    Sağlık durumu iyi olmadığından genç bir çocuk Ona yemek verdi. Open Subtitles و لم يكن بصحةٍ جيدة فأتاه صبيٌ صغير من القرية ببعض الطعام
    # Ona yemek yapıyor Elinden ne gelirse # Open Subtitles إنها توفّر له العشاء ♪ ♪ أو أيًّا ما تستطيع
    Ona yemek hazırladım, mumlar yaktım, bunu giydim. Open Subtitles اعددت له العشاء وأرتديت له هذا، وأشعلت الشمع
    Ron, güya dün gece gelecekti. Ona yemek de hazırlamıştım. Open Subtitles كان من المفترض أن يأتي (رون) البارحة أعددت له العشاء
    Hayır. O benimleydi. Ona yemek hazırladım. Open Subtitles كلا, لقد كان معي كنت أعد له العشاء
    Ona yemek ısmarladım ve bir kere öpüştük. Open Subtitles اشتريت له العشاء وتبادلنا القبل ذات مرة
    Sam Ona yemek götürüyormuş. Open Subtitles انه الشخص الذى كان " سام " يجلب له العشاء
    O, ev arkadaşın üzgün olduğunda Ona yemek getiren biri. Open Subtitles هو هذا النوع من الشباب الذي يحضر لرفيقتكِ بالمنزل الغداء عندما تكون حزينة
    Ona yemek götürecek... su götürecek kimse yok. Open Subtitles -لا أحد ليجلب لها الطعام أو الماء .
    Kimin tarafında olduğunu bilmek isterim ama Ona yemek ısmarlamadan önce bu kadar güzel bir kadınla böylesi pervasız bir tartışmaya girmem kabalık olur. Open Subtitles -لوددت أن أعلم فريقك لكن لصارت فظاظة منّي أن أطرح استجاوبًا خشنًا كهذا على امرأة فائقة الحسن بدون أن أشتري لها الغداء أوّلًا، ألا توافقينني؟
    - Birazdan Ona yemek yedirsem iyi olacak. Open Subtitles مهلاً، يستحسن أن أحضر وجبة عشائها باكراً.
    Hayır, Ona yemek yapıyordum. Open Subtitles لا، كنت أطبخ له
    Sağlık durumu iyi olmadığından genç bir çocuk Ona yemek verdi. Open Subtitles و لم يكن بصحةٍ جيدة فأتاه صبيٌ صغير من القرية ببعض الطعام

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus