| Kadın kanunları bir zamanlar bizi buraya getiren iblislerden Onları korumak ve saklamak için yapıldı. | Open Subtitles | القوانين للنساء وضعت لحمايتهم وإخفائهم من الشياطين التي أتت بنا الى هنا؟ |
| Ailem, Onları korumak için orada olamadığımdan öldü. | Open Subtitles | لا يهم ما أعرفه، فقد ماتت عائلتي لأنني لم أكن هناك لحمايتهم |
| Kendini öldü gibi gösterip Onları korumak için oğlunla kocandan ayrılmak daha çok cesaret ister. | Open Subtitles | تطلب الأمر شجاعه أكثر لتزييف موتها و الإبتعاد عن زوجها و أبنها لحمايتهم |
| Bazıları zayıf eyaletlerde oldu fakat işin kötüsü çokça gazeteci Onları korumak için bolca seçeneği olan yerlerde öldürüldü. | TED | بعضها يحدث في مناطق هشّة، ولكن عددًا هائلًا من الصحفيين يجري قتلهم في مناطق ذات مقدرة كبيرة على حمايتهم. |
| Eğer bunu onlara söylemediyse, şüphesiz ki Onları korumak içindi. | TED | وحتماً لم يكن يخبرهم بذلك من أجل حمايتهم |
| Her uçurduğun parmağın için 10 adam öldü Çünkü sen Onları korumak için orda değildin. | Open Subtitles | لكل اصبع تضربه, 10 رجال يموتون لأنك لست هناك لتحميهم. |
| Zamanı geldiğinde, her dişi yumuşak kabuklu yumurtalarını zemine bırakır ve Onları korumak için beklerler. | Open Subtitles | فى الوقت المناسب تضع كل الإنـاث بيـضها ذو الطبقه الناعمه على الأرض وتنتظر بجانبهم لحمايتهم |
| Onları korumak için yapabileceğim şeyleri aklın hayalin almaz. | Open Subtitles | ليس لديك اية فكرة عن المدى الذي اصله لحمايتهم |
| Bu filmde geçen isimlerin bir çoğu Onları korumak için değiştirilmiştir. | Open Subtitles | أسماء العديد من الشخصيات في هذا الفلم تم تغييرها لحمايتهم |
| Tüm bu tatlı yaratıkları hayvanat bahçelerine koyuyoruz sonra da Onları korumak için inanılmaz miktarda para harcıyoruz. | Open Subtitles | نضع هذه الحيوانات الجميلة في الحديقة ثم ننفق الأموال الكثيرة لحمايتهم |
| Bizi delirtirler ama yine de Onları korumak için her şeyi yaparız. | Open Subtitles | يدفعونا للجنون لكن لازلنا نفعل أي شيء لحمايتهم |
| Yanlış olduğunu bildiğin halde, Onları korumak için yapılması gerekeni yaparsın. | Open Subtitles | تفعلين ما عليك لحمايتهم حتى بمعرفته أن عمل خاطئ |
| Ve sende zamanını Onları korumak için harcıyorsun? -Benim ise daha iyi yapacak şeylerim var. | Open Subtitles | وانتي تضيعين وقتك في محاولة حمايتهم لا , ان لدي اشياء اخري افعلها |
| Millet rahatsız olmaya başladı. Benim işim Onları korumak. | Open Subtitles | بدأ الناس يتوترون، ويحتم عليّ عملي حمايتهم |
| Zaman gelir Onları korumak için kaçmak zorunda kalırsın. | Open Subtitles | ربما يأتي الوقت الذي إذا كنت تريد حمايتهم.. يجب عليك أن ترحل |
| Etrafında çocuklar varsa elinden sadece Onları korumak gelir. | Open Subtitles | جراء هراء الماضي ؟ الأمر هو حينما يكون لديك أطفال كل ما تفعل هو حمايتهم |
| Bayan Gillyflower da Onları korumak için hacılarını sulandırılmış bir çeşidine batırıyor. | Open Subtitles | والسيدة جيليفلور تغمس موظفينها في الشكل المخفف له لتحميهم , لتحفظهم |
| Onları korumak için buradasın! | Open Subtitles | إنك موجود هنا لتحميهم |
| Onları korumak için öyle söyledi. | Open Subtitles | لقد قالت ذلك لتحميهم |
| Ve Onları korumak için her şeyi göze alacak insanlarla. | Open Subtitles | ورجال راغبة في المخاطرة بأي شيء من أجل الدفاع عنهم |
| Ancak inandığım gibi hiç bir çalışanım bu işten sorumlu değildir. Onları korumak durumundayım. - Tabii ki. | Open Subtitles | وبما أنّي مُقتنع أنّ لا عضو من عُمّالي مسؤول، فإنّي أريد أن أتأكّد أنّي أحميهم. |
| Eğer ailem tehlikede olsaydı Onları korumak için herşeyi yapardım. | Open Subtitles | لو كانت عائلتي في خطر لفعلتُ كلّ ما يلزم لحمايتها |
| Bu insanlara karşı bir yükümlülüğün olduğunu düşündüğün için Onları korumak için burada kalmak istiyorsun. | Open Subtitles | انت تريد البقاء هنا واجب الى هذه الناس لتقوم بحمايتهم |