| Hayatın ve sizin içinizde benim için ne saklıyorsanız onunla yüzleşmeye ve onu hissetmeye hazırım! | Open Subtitles | لذا مهما يكن لديكم أنتم أو الحياة لي أنا مستعد لمواجهته وللشعور به |
| Roth'un, Lisa ile birlikte olduğunu öğrendim bu yüzden onunla yüzleşmeye gittim. | Open Subtitles | اكتشفت أن روث كان على علاقه بزوجتى ليزا لذلك ذهبت لمواجهته |
| Sanırım onunla yüzleşmeye gittiğinizde, Paul'ün size... anlatmaya çalıştığı şey de buymuş. | Open Subtitles | (أعتقد أن هذا ما كان يحاول أن يشرحه لك(بول عندما ذهبت لمواجهته |
| - Ama şimdi onunla yüzleşmeye korkuyorsunuz. | Open Subtitles | لكن الآن تخشي مواجهته |
| Baban onunla yüzleşmeye gitti. Erkek erkeğe.. | Open Subtitles | حين حاول أبوك مواجهته ؟ |
| Ve bir gece, babam, onunla yüzleşmeye karar verdi. | Open Subtitles | ويوماً ما، قرر ابي مواجهته |
| onunla yüzleşmeye gittim. | Open Subtitles | لذلك ذهبت لمواجهته |
| Eric, muhtemelen onunla yüzleşmeye gitti. | Open Subtitles | لابد و أن (إيريك) ذهب لمواجهته |
| Launa onunla yüzleşmeye geldi, silahı almak için boğuştular. | Open Subtitles | ،جاءت (لونا) لمواجهته تنازعا على السلاح |
| Ben... ben onunla yüzleşmeye hazır değilim. | Open Subtitles | أنا... لست ُمستعداً لمواجهته. |
| Jane onunla yüzleşmeye kararlı. | Open Subtitles | تعتزم (جين) مواجهته |