| Eğer beni anıtsal çay törenine kabul edersen bundan onur duyarım. | Open Subtitles | يشرفني أن تسمحى لي أن أشارك في مراسم شرب الشاي معك |
| Beyler, Apaçi ulusunun büyük şefi Cochise'i takdim etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | ايها السادة، يشرفني لتقديم رئيس الحرب العظيم لأمة أباتشي، كوتشيس |
| Ve bu saygı beni sizin başkan yardımcısı adayınız olmaya sevk ederse, bundan büyük onur duyarım. | Open Subtitles | وإذا كان هذا المجال يدفعني الى الترشيح كمرشّحك لنائب الرئيس سأتشرف كثيراً |
| En yakın arkadaşınız olarak benden isterseniz, Marvin'i büyütmekten onur duyarım. | Open Subtitles | اوتعلم ؟ بصفتي أعز أصدقائك "لو توجب الأمر , سأتشرف بتربية"مارفن |
| Sana İspanyolca öğretmekten onur duyarım. Tamam mı? | Open Subtitles | أنه سيكون شرفاً لي ، لـ تعليمك اللغة الأسبانية؟ |
| Yanımda savaşmandan onur duyarım, böylece sana göz kulak olabilirim. | Open Subtitles | سيكون شرف لي أن تقاتل بجواري لكي أستطيع مراقبتك |
| ...Sizi ve sizin Franciscan kardeşlerinizi manastırımıza kabul etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | أنا أتشرف بالترحيب بك وإخوانك الفرانسيسكانيون في ديرنا |
| Eğer beni layık görüyorsanız; yapmaktan onur duyarım. | Open Subtitles | يشرفني هذا يا سيدي إن كنت تراني أستحق هذا |
| -arada bağ olmadan- ...böbreği almaktan onur duyarım ve sana sonsuza dek minnettar kalırım. | Open Subtitles | بلا حزازيات أنا يشرفني أن آخذها وسوف يكون لك إمتناني الشديد |
| Majesteleri onur duyarım ancak ben denizde geçirdiğim sürede yalnızca gemilerden kaçtım, hiç saldırmadım. | Open Subtitles | يشرفني هذا جلالتك , ولكن وقتي الذي في البحر قضيته أتجنب السفن لا أهاجمها |
| Bana sorduğun soruya gelirsek bebeğinin vaftiz annesi olmaktan onur duyarım. | Open Subtitles | وبشأن ما سألته مسبقاً سوف يشرفني أن أكون أمها الروحية |
| O taktirde, zevk ve onur duyarım. | Open Subtitles | في هذه الحالة ، يسرني و يشرفني ذلك |
| Eğer gelip benimle biraz uyuşturucu alırsan onur duyarım. | Open Subtitles | سأتشرف لو أنك تناولت بعض المخدرات برفقتي |
| Dün o geyiği getirdiğiniz için size teşekkür etmek istemiştim. Tam bir ziyafet oldu, efendim. Elinizi sıkmaktan onur duyarım. | Open Subtitles | أردت فقط أن أشكرك لجلبك ذلك الغزال بالأمس لقد كانت وليمة حقيقية ، و سأتشرف بمصافتحك |
| Şey... şey, Tanrım, onur duyarım. | Open Subtitles | يا إلهي , حسناً سأتشرف بذلك شكراً لك على ذلك |
| Böyle bir ilgi karşısında onur duyarım. | Open Subtitles | مثل هذه الإهتمام سيكون شرفاً لي. |
| Yanımda savaşmandan onur duyarım, böylece sana göz kulak olabilirim. | Open Subtitles | سيكون شرف لي أن تقاتل بجواري لكي أستطيع مراقبتك |
| Bayanlar ve baylar bu kostümlerin ilk prototipini sizlere takdim etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | سيداتي سادتي ، أتشرف بأن أقدم لكم النـموذج الاوليّ للبدلـه |
| Ajan Cooper, size hizmet etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | حسناً، عميل "كوبر"، أتشرّف بالمساعدة. |
| Eğer bu adamın gerçekten Eli olduğunu düşünüyorsan o zaman seni, ona emanet etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | وإذا كان ذلك الرجل يصادف أن يكون إيلاي، عندها سيكون لي الشرف أن اسلمك له |
| onur duyarım. Çok teşekkürler. | Open Subtitles | هذا شرف لي شكراً جزيلاً لك |
| O zaman işe beraber arabayla gitmekten ya da taksi tutmaktan onur duyarım. | Open Subtitles | إذن سأتشرّف بأن أكون شريكاً بسيارة مُشتركة أو بسيارة أجرة. |
| Ne dediğiniz anladım. Aslında onur duyarım. | Open Subtitles | أعرف بالضبط ما تقصدون سيشرفني ذلك |
| onur duyarım. | Open Subtitles | أنه لشرف لي. |
| onur duyarım. | Open Subtitles | أود أن يكون تكريم. |
| Bay Todd Dempsey'i takdim etmekten onur duyarım. | Open Subtitles | من الشرف لي أن أقدم : السيد : تود ديمبسي |
| Tabi, onur duyarım. | Open Subtitles | يشرفنى هذا طبعا |
| Ama evimdeki partime gelirseniz çok onur duyarım. | Open Subtitles | ولكن يشرّفني لو أتيتما إلى حفلي في منزلي |