| Onların fedakarlıklarını onurlandırmak için yapman gereken şey çeneni kapalı tutmak. | Open Subtitles | الطريقة يمكنك تكريم تضحياتهم هو عن طريق الحفاظ على فمك مغلقا. |
| Delia Ann, tüm bu insanların etkileyici olan Memory Matron kariyerinizi onurlandırmak için toplanması çok gurur verici olmalı. | Open Subtitles | داليا آن، يجب أن يكون هذا مكافئ جداً أَن يكون كل هؤلاء الناس هنا لتكريم سيرتك المؤثرة كمشرفة ذاكرة |
| Her yıl biz sağ kalanlar, ölen kardeşlerimizi onurlandırmak için toplanıyoruz. | Open Subtitles | نجتمع نحن الناجين ،في كل سنة تكريماً لارواح أخواننا الذين ماتوا. |
| Yıkılmadınız ve bunu arkadaşınızı onurlandırmak için yaptınız. | Open Subtitles | بأنّك وقفت طويلا وفعلت ذلك من اجل تشريف صديقك |
| Sopalarıyla gömülen atalarımızın onurlandırmak için oynayacağız. | Open Subtitles | سوف نلعب لتشريف الأسلاف الذين دفنوا بعصيهم |
| Babam ona bıraktı, biliyorum, anısını onurlandırmak da istiyorum ama belki böyle de onurlandırabiliriz. | Open Subtitles | وأعلم أن أبي تركه له، وأريد أن أكرم ذكراه، وقد يكرمه هذا الأمر أيضاً. |
| Bunlar, Jim Crow yasaları tüm etkisiyle ırkçılığı zorla kabul ettirirken çoğunlukla Güney'de 1890'lardan 1950'lere kadar köleliği sürdürmek için savaşmış konfederasyon askerlerini onurlandırmak için dikilmişti. | TED | مُهمتهم تكريم الجنود الحلفاء الذين قاتلوا للحفاظ على العبودية معظمهم في الجنوب من 1890 إلى 1950، عندما كانت قوانين جيم كرو سارية لفصل السود عن الأمريكيين. |
| Dünyayı onurlandırmak istiyorsan ailenide yanında istersin | Open Subtitles | حسنا عندما يتم تكريم الفرد يحب أن تكون عائلته بجواره |
| Paramı bir yardım kuruluşuna bağışlayarak, büyükbabamı onurlandırmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد تكريم جدي ، بإهداء ورثي لجمعية خيرية |
| Bu cesur askerleri onurlandırmak için yeterli mi? | Open Subtitles | لكن هل هذا حقاً كافٍ لتكريم محاربونا الشجعان؟ |
| Bayanlar ve baylar, lütfen mezunlarımızı onurlandırmak için ayağa kalkalım. | Open Subtitles | سيداتي سادتي الرجاء الوقوف لتكريم خريجينا |
| Bizler için tek gerçekçi olasılık aralıksız savaşmakmış gibi hissettiğimiz bir günde Savaş Tanrısını onurlandırmak bir şekilde uygun görünüyor. | Open Subtitles | لطريقة تبدو ملائمة لتكريم إله الحرب فى يوم عندما تبدو كحرب دائمة حيث أنها المشهد الطبيعى لنا |
| Çinliler tütsüleri zamanı ölçmekten çok atalarının ruhlarını onurlandırmak için kullanır. | Open Subtitles | ممارسة الصينيون لحرق عيدان البخور بخلاف غرض قياس الوقت ، ثمّة سبب أهمّ ، و هو تكريماً لأسلافنا. |
| Hayır, bu kıyafetleri bu ülkede doğmanız için savaşmış adamı onurlandırmak için giyiyorum. | Open Subtitles | لا ، أنا أرتدي هذه الملابس تكريماً لرجال الذين قاتلوا من أجل أن يولد هذا البلد. |
| Babamızı onurlandırmak istediğini biliyorum. Ama hayatını riske atmana izin vermeyeceğim. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّكى تُريدُى إلى تشريف ذكرى والداى لكن |
| Ama Daniel'ın hatırasını onurlandırmak zorundayım. | Open Subtitles | ولكن تشريف ذكرى دانييل هو شيء علي أن أقوم به |
| Bugün burada, diğer başarısız şehirlerin baş harfleri alınarak oluşturulan bu tabelayı onurlandırmak için toplandık. | Open Subtitles | جئنا هنا اليوم لتشريف هذه اللافتة والتي اشتريت حرفا بحرف من مدينة فاشلة أخرى |
| Babam ona bıraktı, biliyorum, anısını onurlandırmak da istiyorum ama belki böyle de onurlandırabiliriz. | Open Subtitles | وأعلم أن أبي تركه له، وأريد أن أكرم ذكراه، وقد يكرمه هذا الأمر أيضاً. |
| Ayrıca hayatın burada kuvvetli kolumun koruması altında huzur içinde devam etmesini sağlamak için varlığımla onurlandırmak üzere bu köyü seçtim. | Open Subtitles | وقد إخترت أن أشرف هذه القرية بحضوري مؤكداً أن تسير الحياة هنا بسلام تحت حماية يدي القوية |
| Hayatınızın en kötü günü için onurlandırmak garip bir şey. | Open Subtitles | نوعًا ما غريب أن يتم تكريمك على أسوأ يوم في حياتك. |
| İşte bu yüzden 200 yıl sonra, evde hindi bulundurabilen bir millet isek kasaba meydanında korsanları onurlandırmak için onlar gibi giyinip büyük bir balık kızartması yaparız. | Open Subtitles | لِهذا، بعد 200 سنةً بدلاً مِنْ أكل الناسِ الديك الرومي في البيت، نكرم أولئك القراصنةِ بالتَأَنُّق وأكل السمك |
| Onu onurlandırmak adına giymeye devam edeceğim. | Open Subtitles | أنا سأظل أرتديه لتشريفه |
| Burada toplanma nedenimiz birinci sınıf asker Chance Russell Phelps'i onurlandırmak. | Open Subtitles | نحن هنا لنكرم حياة جندي درجة أولى خاص تشانس راسل فيليبس |
| Onu onurlandırmak için hepimiz oraya gideceğiz, sen dahil. | Open Subtitles | وسوف نتواجد كلنا لتكريمها وأنتِ معنا أيضاً |
| Şu anda karşınızda, kendimi onurlandırmak için değil, babamı onurlandırmak için bulunuyorum. | Open Subtitles | آخذُ هذه اللحظةِ الأولى لا لأن تُمجّدَوني ، لكن لتَشريف أبي. |
| Şimdi de yöre halkı onu onurlandırmak istiyor. | Open Subtitles | لذا فإن رفاق الحي يريدوا تكريمها |
| Bir multi-medya projesi ile onun katkılarını onurlandırmak istiyorum... | Open Subtitles | أنا أود أن أتشرف بالمساهمة في معالجة مشروع متعدد الوسائط |