| Petrol şirketi orada başka bir boyut için kapı olduğunu bilmelerine rağmen delmelerinin bir soruna yol açacağını düşünmediklerini belirtti. | Open Subtitles | ذكرت شركة النفط أنها كانت تعلم بوجد بوابة لبعد آخر هناك لكنهم لم يعتقدوا أن صنع ثقب فيها قد يسبب مشكلة |
| Size orada başka bir şey olduğunu anlatmaya çalışıyorum. | Open Subtitles | أحاول إخباركم أنَّ ثمّة مخلوقاً آخر هناك |
| orada başka bir şeyler olma ihtimalini düşünemeyen dar kafalı biri misin? | Open Subtitles | هل انت منغلق العقل لدرجة انك لا تستطيع احتمال ان هناك شئ آخر هناك بالخارج |
| Bu orada başka bir dünyanın var olduğunu en inanılmaz kanıtıdır. | Open Subtitles | هذا أكثر دليل لا يُصدق يدل بأن هناك عالم أخر هناك |
| Bu, orada başka bir dünya olduğunun en büyük kanıtı! | Open Subtitles | هذا أكثر دليل لا يُصدق يدل بأن هناك عالم أخر هناك |
| Bak, orada başka bir adam olduğunu biliyoruz. | Open Subtitles | إسمع، نحن نعلم أنه كان رجل أخر هناك |
| Bu noktaya kadar, bahsettiğim tüm teknolojiler silikon tabanlıydı, birler ve sıfırlar, ama orada başka bir işletim sistemi var: orijinal işletim sistemi, DNA. | TED | حتى هذه اللحظة، كل التقنيات التي تحدثت عنها تمت على أساس مادة السيليكون، الآحاد والأصفار، ولكن يوجد نظام تشغيل آخر هناك: نظام التشغيل الأصلي، الحمض النووي. |
| O gece orada başka bir şey vardı. | Open Subtitles | كان هناك شيء آخر هناك في تلك الليلة |
| Dövüş için orada başka bir Jake bulabilirsiniz eminim. | Open Subtitles | أنا متأكد من أنه يمكنك العثور على "جيك" آخر هناك لتقاتله. |
| Bak, orada başka bir tanesi var! | Open Subtitles | أوه ، انظروا ، هناك واحد آخر هناك |
| orada başka bir şey mi buldun? | Open Subtitles | هل وجدت شيء آخر هناك ؟ |
| Ve orada başka bir satıcı var. | Open Subtitles | وهناك مروج آخر هناك هكذا فقط |
| orada başka bir çocuk daha var. | Open Subtitles | ولد آخر هناك |
| Haydi! orada başka bir yüklü daha var! | Open Subtitles | - تحركوا، لدينا فضائي أخر هناك |