| Üstelik, her gece o ormanlarda uyurken beni yılan da sokabilirdi. | Open Subtitles | إلى جانب أنه يمكن أن تلدغنى أفعى من النوم فى الغابات | 
| Bu nemli ormanlarda bu kadar yaygın olan kurbağalar, ekolojinin önemli halkalarıdır. | Open Subtitles | فى هذه الغابات الرطبه .. الضفـادع مشتركه بروابط أكيده مع علم البيئه | 
| Vashta Nerada, evrendeki tüm gezegenlerde geçimini sağlar ve ormanlarda avlanır. | Open Subtitles | يعيشون في جميع العوالم في هذا النظام لكنكم تصطادون في الغابات | 
| Yahudiler ayrıca, buradan pek de uzak olmayan Kalisz yakınındaki ormanlarda öldürüldüler. | Open Subtitles | تم قتل اليهود في الغابة أيضا بالقرب من كاليش، ليس بعيدا عن هنا | 
| Belki de balta girmemiş ormanlarda misyoner olarak yaşarım. | Open Subtitles | حقا؟ أو ربما يمكننى العودة إلى الغابة وأعمل هناك | 
| İnsanın karşısına vahşi ormanlarda çıkacak birine benziyorsun. | Open Subtitles | . تبدو مثل أحد ما ربما أقابله فى الأدغال | 
| Karıncaları inceliyorum; çölde, tropik ormanlarda ve mutfağımda. Ayrıca, yaşadığım Silikon Vadisi civarındaki tepelerde. | TED | أنا أدرس النمل في الصحاري، والغابات الاستوائية وفي مطبخي، وفي الهضاب حول وادي السيليكون حيث أعيش. | 
| Fakat primat türlerinin çok büyük çoğunluğu sıcak, tropik ormanlarda yaşarlar. | Open Subtitles | لكن الغالبية العظمى من أنواع الرئيسيات تعيش في غابات استوائية دافئة. | 
| Bu, biz biyologlara bu ormanlarda hangi hayvanların yaşıyor olabileceği hakkında oldukça iyi fikir verir. | TED | وهذا يعطى لنا علماء الأحياء فكرة جيدة جداً عن كيف ان الحيوانات قد تعيش في تلك الغابات. | 
| Deniz seviyesinden 259 metre yükseklikte, sıcak, alt tropical ormanlarda görüldü. | TED | لقد تم تحديد موقعه على ارتفاع 250 مترا فوق سطح البحر في الغابات الحارة شبه المدارية. | 
| Birçok diğer tropikal ormanda da durum aynı ve sadece tropikal ormanlarda da değil. | TED | والعديد من الغابات الإستوائية الإخرى تشبه بعضها، وليست الغابات الإستوائية فقط. | 
| Ama bu laboratuvardaydı ve bunun gerçek ormanlarda olup olmadığını merak ettim. | TED | لكن، كان ذلك في المختبر. وتساءلتُ، هل يمكن أن يحدث ذلك في الغابات الحقيقية؟ | 
| Gerçek ormanlarda ağaçlar da yer altında bilgi paylaşabilirler. | TED | قد تتبادل الأشجار المعلومات أيضًا في الغابات الحقيقية تحت الأرض. | 
| Bu bakir ormanlarda yetişen mantarların genomlarını korumanın, insan sağlığı için çok büyük önem taşıdığını düşünüyorum. | TED | و تم الحفاظ على العوامل الوراثية لهذه الفطريات في الغابات القديمة أعتقد أن ذلك في غاية الأهمية لصحة البشر | 
| Normalde alçak arazilerdeki ormanlarda hayat süren bu maymunlar nasıl olup da yaşamak için bu kadar uzaktaki dağ ormanlarına gelmişler? | Open Subtitles | القرود , عادة ما ترتبط بسهل الغابة , باتوا يعيشون في هذه الجبال النائية | 
| Adamlar el değmemiş ormanlarda dikkatlice hedeflerine doğru yürüyordu, bitirilmemiş hava-alanı adanın 1 milden daha az içindeydi. | Open Subtitles | الجنود يتحركون بحذر عبر الغابة الوعرة ناحية هدفهم: المطار الغير مُكتمل على بعد أقل من ميل | 
| Ama aradaki ormanlarda yiyecek bulmak için zirveleri geçmeliler. | Open Subtitles | لا يعيشون هنا، لكن يتعين عليهم اجتياز القمم سعياً وراء الأشجار المثمرة داخل خبايا الغابة | 
| Çocukluğumdan beri bu ormanlarda avlandığımı unuttun herhalde. | Open Subtitles | إنني أصطاد في هذه الغابة منذ إن كنت صغيرة | 
| O zamanlar, kaplanlar ormanlarda, fil sürüleri de Büyük Ova'da gezinirlermiş. | Open Subtitles | هذا الزمن عندما كانت النمور ما تزال تطوف الأدغال. والفيلة تجول في السهول العظمى. | 
| Bu düzeyde bir etkide cinsiyet eşitliği rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve ormanlarda aynı düzeyde öneme sahip. | TED | والألواح الشمسية والغابات. هناك قوة الحياة في التعلم وقوة الحياة في الاختيار. | 
| Britanya Kolumbiyası'ndaki ormanlarda büyüdüm. | TED | لقد ترعرعتُ في غابات كولومبيا البريطانية. | 
| gençtim bu ejderhaların ormanlarda görülmesinden önceydi ejderha ile ilk savaşın delikanlı bir duvara kaşlarını çatarak savaşmak gibi olmuyor orada duruyordu mızrakların ağırlığı kendiliğinden artmış gibiydi. | Open Subtitles | كنت صغير هذا قبل ان يظهر هذا الوحش فى الغابه لا شيئ يضاهي مهاجمه التنين وقف هناك | 
| Kapok Güney Afrika'daki ormanlarda hava tabancası yapımında kullanıIıyormuş. | Open Subtitles | الكابوك كانت تستخدم لجعل blowguns في أدغال أمريكا الجنوبية. | 
| Savaşlarda yer aldım, hayat mücadelesi verdim, bütün ders kitaplarından ya da haber makalelerinden daha gerçekçi görünen ve hissettiren kumsallarda ve ormanlarda müfrezemin ölüşünü seyrettim. | TED | لقد قاتلت في حروب، خفت على نجاتي شاهدت الأفواج تموت على شواطئ وغابات تبدو أكثر واقعية من أي كتاب أو قصة إخبارية |