| ortağının pis işler çevirdiği söyleniyor ancak rapor gizli tutuluyor. | Open Subtitles | الجميع يعتقد ان شريكه كان قذراً وقد كتم على التقرير |
| Biri kurtarmış ve bu, iş ortağının ona oldukça kızmasına sebep olmuş. | Open Subtitles | حسناً , قام أحدهم بذلك مما جعل شريكه بالعمليّة غاضباً جداً منه |
| Neden bana şimdiye kadar ölmüş bir ortağının olduğunu söylemedin? | Open Subtitles | لماذا لم تخبرني مسبقاً بأن لديك شريك قد توفي ؟ |
| ortağının sana ihtiyacı varken neredeydin? | Open Subtitles | اين كنت انت حينما كانت شريكتك فى حاجه اليك |
| Hani şu pis işlerini yaptırdığın eski ortağının adı neydi? | Open Subtitles | ماذا كان يُدعى؟ زميلك السابق الذي كان يقوم بأعمالك القذرة |
| Belki sorulması gereken soru ortağının geçmişini neden şimdi gündeme getiriyorsun? | Open Subtitles | لرُبّما ينبغي أن يكون السؤال: لماذا تنبشين في ماضي شريككِ الآن؟ |
| ortağının hala yaşadığına inanıyor. | Open Subtitles | تعلمون ، وقالت انها تعتقد شريكها لا يزال على قيد الحياة. |
| O halde müvekkilinle ortağının teklifi kabul etmiş olması işini zorlaştıracak. | Open Subtitles | سيكون من الصعب ، منذ العميل الخاص وقبلت بالفعل شريكه العرض. |
| Bir adam ortağının kazanmasına şimdi veya sonra izin verebilir. | Open Subtitles | يبدو اقل ما يفعله الرجل هو ترك شريكه يربح مرة بين الحين والآخر |
| Cömertliğini, hayattaki ortağının yaşattığından şüphe yok. | Open Subtitles | إن سخائه يمثّل عل خير ما يرام، دون شك من قبل شريكه الحي. |
| Bob Simons iflas etmiş bir iş adamıydı. ortağının çocuğunu kaçırmıştı. | Open Subtitles | بوب سايمون كان كان رجل أعمال مفلس خطف ابنة شريكه |
| ortağının kör bir 'Bama çocuğu olduğunu hiç söylememişti bana. | Open Subtitles | فإنه لم يقل أبداً لي أن شريكه فتي أعمي من ألاباما |
| Suç ortağının korkudan onu ele vermesini istemedi. | Open Subtitles | آخر شيئ يحتاجه هو شريك يصبح متوترا وينقلب عليه. |
| Bana bu adamın ortağının siyah olduğunu söylemedin. | Open Subtitles | أنت لم تخبرني أن شريك هذا الشخص كان أسود. |
| Delaney davasında ortağının ismi gazetede geçmedi bile. | Open Subtitles | اسم شريك حتى لم يكتب على ورقة قضية ديلاني |
| - Ajan Montgomery. Seni iki kere bırakmamın sebebi o zamanki ortağının çok güzel olmasıydı. | Open Subtitles | سبب إخفاقك بالتدريب، هو أنّ شريكتك كانت جميلة ليتمّ ترخيصها |
| ortağının her şeyi kendine mal ettiği zaman oldukça sinir bozucu olabiliyorlar. | Open Subtitles | يمكن أن يكون محبط عندما ينال زميلك كل الثناء عن كل شئ |
| ortağının bilgisayarını hackleyip, işlerin ters gitmesi halinde suçlanması için ona tuzak kurdun. | Open Subtitles | لقد إخترقتِ حساب شريككِ الإلكتروني وأوقعتِ به ليكون الضحية في حال حصول شيئ خاطئ. |
| ortağının ölümüyle ilgili tutulan olay sonrası raporu. | Open Subtitles | ثم إليكما هذا، تقرير ما بعد الحدث عن موت شريكها. |
| Tuhaf yangın modeli, eski bir ortağının üzerinde çalıştığı bir davaya benziyormuş. | Open Subtitles | يقول نمط النار غريب يبدو الكثير مثل قضية، كان يتابعها شريكة القديم |
| ortağının dediğine göre Huff'ın aile ile ilgisi yokmuş. Ona inanıyorum. | Open Subtitles | قالت شريكته أنّ لا علاقة له مع العائلة وأنا أصدّقها. |
| İş ortağının eşi. Sizin şirkette yarı zamanlı olarak çalışıyor. | Open Subtitles | هذه زوجة شريكك التجاري, و تعمل بدوام جزئي في الشركة |
| Yönetici ortağının, bütün yeni küçük ortaklara ilk davasını vermesi, bir gelenektir. | Open Subtitles | انه من التقاليد ان الشريك الإداري يعطي كل الشركاء الصغار قضاياهم الأولى |
| Hani sen ve ortağının hayvan dükkanında bulduğu. | Open Subtitles | الجثة التي عثرتم أنت وشريكك عليها في محل الحيوانات الاليفة.. |
| ortağının fahişe olması elindekileri çıkarmaktan daha iyidir, değil mi? | Open Subtitles | الأفضل أن تكون شريكتها عاهرة من أن تبيع الكمية ؟ |
| O ve suç ortağının yaptığı ilk hatada onları enseledim. | Open Subtitles | انتظرت حتى يقع فى الخطأ هو وشريكه ثم أنقض عليهم |
| Kratsov'ın ortağının geldiği yerden. Jeppie? Seni de gördü mü? | Open Subtitles | إنها من الرجل المزودج, إعثر من أين جاء بها _ جى بى, هو الأخر قد شاهدك ؟ |