| Her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. | Open Subtitles | لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام |
| Her zaman ona pahalı hediyeler veriyordu, tüm yıl boyunca. | Open Subtitles | لطالما كان يعطيها هدايا باهظة الثمن طوال العام |
| Bir iki günlüğüne gittiğim her yerden pahalı hediyeler bekleme. | Open Subtitles | لاتتوقعي هدايا غالية في كل مرة اتغيب فيها |
| İnsanlar, kahyaları için pahalı hediyeler alır. | Open Subtitles | ويشترون هدايا غالية للخادمات |
| Kulluklarını göstermek için pahalı hediyeler getirecekler. | Open Subtitles | وسيقدمون لنا الهدايا الثمينة كرمز لعبوديتهم لى |
| Hey sen kızlara böyle pahalı hediyeler vermezsin, Gajodhar. | Open Subtitles | مهلا, لا تعطي مثل تلك الهدايا الثمينة لفتاة, غاجودهار. |
| Kimse erkeklerden pahalı hediyeler almamanı söylemedi mi sana? | Open Subtitles | هل قال لك أحدهم أنه لا يحب أن تقبلي هدية غالية من رجل؟ |
| Centilmen gibi davranıyorsun, pahalı hediyeler alıyorsun. | Open Subtitles | تصرف كالرجل أنيق وتشتري هدايا باهظة الثمن |
| Grace'e pahalı hediyeler vermeye hiç hakkın yok. | Open Subtitles | (ليس لديكِ الحق في إعطاء (غرايس هدايا باهظة الثمن |
| Zaten neden pahalı hediyeler almayayım ki? | Open Subtitles | على كل حال هو لن يقبلها و لماذا لا يجب علينا قبول هدية غالية من رجل؟ |