| parayla ilgili şeyler söyleyip duruyordu. Bizi kötü hissettirmeye çalıştı. | Open Subtitles | استمر بقول أمور عن المال وحاول أن يجعلنا نشعر بسوء |
| Her şey parayla ilgili. Her zaman öyle değil mi? | Open Subtitles | كل هذا حول المال , يا صديقي, ولكن الم يكن دائما هكذا؟ |
| Gerçekten de parayla ilgili olmadığında pazarlığın ne kadar da kolay olduğunu görüyorsun. | Open Subtitles | ... أترى كيف أن المفاوضات سهلة عندما لا تكون حقا بشأن المال |
| Çoğu, hastalığı parayla ilgili sanıyor, gerçekte güç ile ilgili, Michael. | Open Subtitles | أغلب الظن المرض يتعلق بالمال والأمر يتعلق بالقوة حقًا يا مايكل |
| Bu parayla ilgili detayları takip etmek kolay bir iş değil çünkü işin içinde üçüncü bir kişi daha var biz de şu anda o kişiye yaklaşmış durumdayız. | Open Subtitles | و الآن، تعقُّب تلك الإتصالات لم يعُد سهلًا بسبب المال الذي يموّله طرفٌ ثالث طرفٌ يتمّ تضييق الخِناق عليه بينما نتحدث |
| Bu parayla ilgili değil. Sırlar, yalanlar ve aç gözlülükle ilgili. | Open Subtitles | الأمر ليس بخصوص المال , انه بخصوص الأسرار و الأكاذيب و الطمع |
| parayla ilgili anlaşılması zor şeylerdi, değil mi? | Open Subtitles | هل هو معقد له علاقة مع المال , أليس كذلك؟ |
| Ettiğimiz kavgaların yarısı parayla ilgili ve ben kulüp olmadan geçinemiyorum. | Open Subtitles | نصف حروبنا لأجل المال لا أستطيع البقاء دون النادي |
| Meseleyi bu beyfendi çözsün. parayla ilgili bi laf ettim mi? | Open Subtitles | سأتركها لهذا السيد هل ذكرت شيئا عن المال ؟ |
| Siz birini kaybetmek üzereyken ben karşınıza dikilip size parayla ilgili soru soracak değilim. | Open Subtitles | لن أقف هنا وأتكلّم عن المال وقد خسرتم أحد زملائكم |
| Banliyödeki insanlar, parayla ilgili konuşmazlar çünkü çoğunlukla, buna ihtiyaç duymazlar. | Open Subtitles | في الضواحي لا يتحدّث الناس عن المال غالباً لأنهم ليسوا بحاجة إلى ذلك. |
| Hayır, emin değilim, ama parayla ilgili olduğunu sanmam. | Open Subtitles | لا, لستُ مُتأكدة, لكن الأمر ليس حول المال. |
| Pazarlık yapacak birşey yok, bu parayla ilgili değil. | Open Subtitles | ،لا يوجد شيء للتفاوض حوله هذا ليس حول المال |
| Bu nasıl oluyor da gerçekten de parayla ilgili olmuyor? | Open Subtitles | كيف يكون هذا ليس حقا بشأن المال. |
| Bu parayla ilgili değildi, Çavuş. | Open Subtitles | لم يكن الأمر بشأن المال أيها الرقيب |
| En fakir ülkelerde bile bu sadece parayla ilgili değil. | TED | حتى أفقر البلدان فالأمر لا يتعلق بالمال فقط |
| Okul ücreti ve parayla ilgili her şey yüzünden mali durumum berbat. | Open Subtitles | فوضى عارمة بخصوص مصاريف المدرسة وكل شيء يتعلق بالمال |
| Her şey parayla ilgili. | Open Subtitles | كل الأمر بسبب المال |
| Yani cinayetler parayla ilgili bile olmayabilir. | Open Subtitles | إذن قد لا تكون الجرائم بخصوص المال |
| Senin için kolay tabi. parayla ilgili sıkıntın olmadı hiç. | Open Subtitles | الأمر سهل بالنسبه لك ِ ...أنتي لم تواجهي مشكله مع المال من قبل |
| Ama bir kadın, bir adamı öldürdüğünde, olay hiçbir zaman parayla ilgili değildir. | Open Subtitles | لكن عندما إمرأة تقتل رجل لا يكون أبداً لأجل المال |
| Mather'ın ölümünün parayla ilgili olduğunu bilmiyorsun ama. | Open Subtitles | انت لا تعرف ما إذا كان وفاة ماثر له علاقة بالمال بعد |
| Her ne kadar mantığım aksini söylese de, Memur Kelly bu komisyon, el konmuş mallar kasasından çalınan parayla ilgili ifadenizi göz önünde bulunduracak. | Open Subtitles | ضدّ أفضل حكم، الضابط (كيلي)، هذه الجلسة لاستماع لإفادتُـك حيال المال المفقود من خزانة الثروة |
| Bu bir sokak cinayeti ve parayla ilgili değil. | Open Subtitles | هذه ليست جريمة شارع عادية. وليست من أجل المال. |
| parayla ilgili değil. | Open Subtitles | إنها ليست مسألة مال |
| -Clark, bu sırf parayla ilgili değil. | Open Subtitles | -كلارك" لا يتعلق الأمر بالمال وحسب" |
| Bu artık parayla ilgili bir olay değil artık. | Open Subtitles | لم يعد الأمر متعلقاً بالمال |