| Milyarlarca yıl önce yıldızlar patladığında... bu dünyadaki her şeye şekil verdiler. | Open Subtitles | والكواكب قد انفجرت منذ زمن بعيد لتصنع كل شيء في هذا العالم |
| Sinagog cemaatine gönderilmek üzere, bir mektup yazdı ve şu mısralarla bitirdi: "Ensem patladığında, farklı bir boyuta geçtim: tamamlanmamış, yarı gezegen, tek gözenekli. | TED | لقد ركب رسالة، موجهة إلى طائفته في الكنيس، والتي ختمها بالأسطر الآتية: عندما انفجرت مؤخرة عنقي، دخلت في بعد آخر: غير متجانس وساطع وراسخ. |
| ...bu cihaz patladığında olay ufkundaki gediği bu yönden kapatıp Dünya 2 ile olan bağlantısını sonsuza dek kesecek. | Open Subtitles | فحين ينفجر هذا الجهاز فسيسبب إنهيار أفق الحدث على هذا الجانب من الخرق غالقًا كل اتصال بالأرض اثنين نهائيًا |
| Demek ki patladığında bombaya bakıyormuş. | Open Subtitles | مما يعني أنّه كان ينظر للقنبلة مباشرة عندما إنفجرت |
| patladığında koridordaydım, tuvalete gidiyordum! | Open Subtitles | يا يسوع,كالاهان, كنت أسير في الرواق ذاهباً لأبول عندما انفجر كل شيئ |
| Bu bebek patladığında, Burns'ün laboratuarı tarih olacak. | Open Subtitles | عندما تنفجر القنبلة، سيكون معمل برنز من التاريخ |
| Pervane patladığında çantama veda ettim. -Sadece bıçağım ve biraz TNT var. 82. | Open Subtitles | أصابني إنفجار الداسر وفقدت كيس ساقي لدي سكين ومادة الـ تي إن تي |
| Balon patladığında ise borçlarını yeniden yapılandıramadı. | TED | وعندما انفجرت الفقاعة، لم تستطع إعادة تمويل قروضها. |
| Mandal dağılmış, demek ki bomba patladığında kaput kapalıydı. | Open Subtitles | المزلاج انفجر لأجزاء مما يعني أن الغطاء كان مغلقاً عندما انفجرت القنبلة |
| Bomba patladığında Bauer uçakta değilmiş. | Open Subtitles | باور لم يكن على متن الطارة عندما انفجرت القنبلة |
| Onu da aldım, ve o patladığında "Elektrik dalga koruyucu almalısınız, çünkü..." | Open Subtitles | لذا أشتريت واحدة ، وعندما انفجرت قالوا كان يجدر بك شراء واقي الأندفاع |
| Dünya patladığında neye sadık kalacağımızı öğreneceğiz. | Open Subtitles | سنعرف ما نتمسك به بمجرد أن ينفجر هذا العالم |
| Ve baraj patladığında, tek yapabileceğiniz yüzmektir. | Open Subtitles | وعندما ينفجر السد كل مايمكنك عمله هو السباحة |
| Dev bir yıIdızın patladığında içinde neler olduğunu anlamanın tek yolu kendi süpernovamızı yapmaktan geçiyor. | Open Subtitles | بعد ثانيتين من بداية تكوين الحديد ينفجر النجم في مستعرّ أعظم لذا تصوّروا |
| Ama korumalardan biri erken geldi ve bomba patladığında.... | Open Subtitles | ولكن احد الحراس جاء مبكراً وعندما إنفجرت القنبلة |
| Bomba patladığında, aramızda yirmi adım bile yoktu. | Open Subtitles | أنا كُنْتُ 20 خطوةَ للأمام عندما إنفجرت القنبلة. |
| Ancak uçak patladığında bilekliğini takmıyormuş. | Open Subtitles | ولكنهُ لم يكن يرتديه حينما إنفجرت الطائرة |
| Challenger patladığında yayını kesmediler. | Open Subtitles | انهم لم يسحبوا القابس عندما انفجر المتحدي |
| Gondol patladığında takla atan güvercinler görülüyordu! | Open Subtitles | لقد كان هناك حمامات متفاجأة عندما انفجر الجنول |
| Nükleer bir silah patladığında elektromanyetik darbe, tüm elektrik kaynaklarını durdurur patlama bölgesi içinde. | Open Subtitles | عندما تنفجر قنبله نوويه ، فالنبضات المغناطيسيه الخاصه بها تغلق اي مصدر كهربائي ضمن نصف قطر من انفجاره |
| Bu yaralar, volkan patladığında, lavlardan dolayı mı oldu ? | Open Subtitles | هل أصبت أثناء إنفجار البركان، بسبب الحمم؟ |
| Bomba patladığında sarımsı bir ışık gördüm ve karanlığa gömüldüm. | Open Subtitles | عندما أنفجرت القنبلة رأيت وميض أميل للأصفرار بعدها غرقت فى ظلام دامس |
| Deney sırasında meteor taşı patladığında bir şey oldu. | Open Subtitles | لابد من أن ثمة ما حصل عندما إنفجر حجر النيزك خلال الإختبار |
| Savaş patladığında yok olan ilk siz olacaksınız. | Open Subtitles | سوف تكون أول من يذهب عندما اندلعت الحرب. |
| Bombalar patladığında endişeden kafayı yerken sana ulaşmaya çalıştığımızda? | Open Subtitles | تحاول معرفة متى ستنفجر القنابل ونحن قلقان عليك؟ |
| Trilyonlarca molekül patladığında evreni yaratma konusunda kurallar var mıydı? | Open Subtitles | طالما تنبثق بلايين الإشارات العصبيّة بسبب وخزة دبّوس فهل ثمّة قواعد تملي نظامًا بعينه على عالمهم؟ |
| Abbott, bomba patladığında buradaymış anlaşılan. | Open Subtitles | لا بد ان ابوت كانت هناك عند انفجار القنبله |
| Parçacık Hızlandırıcının yapılmasına bizzat yardım etmişti patladığında o da bundan etkilenmişti. | Open Subtitles | لقد ساعد في الواقع على بناء المسرع الجزيئي وعند انفجاره تأثر أيضاً |
| Bomba patladığında kağıt tam yanmadan kendini atmış. | Open Subtitles | عندما تنفجر القنبلة يقذف هذا الورق عبر الماسورة |