| Beni affet, hayatım. Ama görünüşe göre sende gay erkek penisi var. | Open Subtitles | حسناً ، سامحني ، عزيزي لكن يبدو أن لديك قضيب رجل شاذ |
| Her adamın penisi var ama her kadın orgazm yaşamıyor. | Open Subtitles | كل مسدس لديهِ قضيب وليس كلّ امرأة لديها نشوة جنسية |
| Hiçbir şey penisi olan bir kızdan daha korkutucu olamaz. | Open Subtitles | لا يوجد هناك شيء أكتر إخافة من فتاة تملك قضيب. |
| Birisi Johnson'ın telefonunu çalmış. Küçük bir penisi olduğuna dair herkese mesaj atmış. | Open Subtitles | أحدهم سرق هاتفه وأرسل عدة رسائل فحواها أنه يعاني من مرض صِغَر القضيب. |
| Ben, James, ve küçük penisi: biz büyük mutlu bir aileyiz. | Open Subtitles | أنا , جيمز , قضيبه الصغير نحن عائله واحده كبيره سعيده |
| Senin kadar cüsseli kuvvetli olup penisi olmayan birini görmemiştim. | Open Subtitles | ولكننى ابدا فى رحلاتى ما رأيت رجلا فى ضخامتك بهذه العضلات تلك و ليس عنده قضيب تماما |
| Pekala, bu soru aptalca gelebilir, ama Julie'nin penisi nerede? | Open Subtitles | اوكي الآن، هذه قد تبدو مثل سؤال غبي لكن أين قضيب جولي؟ |
| Büyük ihtimalle çok küçük bir penisi olan kendini beceren bir pislik. | Open Subtitles | أعتقد أنه أناني حقير، الذي يجب أن يكون لديه قضيب صغير |
| Bir dakika. Senin babanın annen olduğunu sanıyordum, penisi vardı çünkü. | Open Subtitles | مهلاً، خلت أنّ والدك هو أمك لأنّ لديها قضيب |
| Domuz penisi, onu çok iyi parçalamak için. | Open Subtitles | إن الخدعةَ مع قضيب لحم الخنزير هي أَن تقطعها رفيع جداً |
| İçimde acıklı ama bir çocuk penisi için normal sayılabilecek bir namlusu vardı. | Open Subtitles | لقد مارس الجنس معى بهذا القضيب المثير للشفقة الذى يشبه قضيب الأطفال |
| Evet Jimmy, bir erkeğin penisi sertleştiğinde onu bir kadının içine yerleştirir. | Open Subtitles | انظر,جيمي,عندما ينتصب قضيب الرجل يصبح صلب,ويجب عليه وصعه في سيدة. |
| Biraz penisi andırıyor, ama sonuçta, banyodayız. | TED | يشبه القضيب نوعا ما، لكنه فى النهاية حمام. |
| Bu ailede kimin penisi var belli oluyor. | Open Subtitles | أعتقد أننا نرى من يرتدي القضيب في هذه العائلة |
| Ya geyik penisi tozu? | Open Subtitles | كنت وصلت الى محاولة القضيب الغزلان المجفف. |
| penisi küçüktü, elleri ufaktı, ve sinir bozucu gözleri vardı. | Open Subtitles | وكان قضيبه ضئيلاً يدان صغيرتان , وهذه الأعين الكبيرة كالحشرات |
| Hemşire, bak bakalım penisi benimkinden uzun mu. | Open Subtitles | يا ممرضة، إفحصي بأن قضيبه ليس أكبر من قضيبي |
| Hepimizin aptal odunlar olduğu varsayımıyla içimizden birinin yaka mikrofonu penisi vardır. | Open Subtitles | حسنا، على افتراض التي يمكن أن نحصل على كل الخشب ... ... وسوف يكون واحد منا أصغر ديك. |
| Aslında penisi olmayan birine göre çok da kötü değildin. | Open Subtitles | في الحقيقة لست سيئاً بالنسبة لشخص لا يمتلك قضيباً |
| Anneni öldürdüm. penisi vardı. Çift cinsiyetliydi. | Open Subtitles | لقد قتلت والدتك بدافع الحسد للحصول على عضو ذكري |
| Artı, köpek eğiticileri ödül olarak, kurutulmuş boğa penisi kullanır. | Open Subtitles | بالإضافة لذلك، إستخدم مدرّبي الكلاب قضبان الثيران المجففة بالتبريد كجائزة |
| Onun penisi hakkında seninle konuşmayacağım, tamam mı? | Open Subtitles | انا لن أقوم بالتحدّث عن عضوه الذكري معك؟ |
| Hayatımda hiç penisi olan ya da olmayan, bir erkekle, | Open Subtitles | ولم يسبق لي ان كنتث مع شاب بقضيب. او اي شاب. |
| Bir penisi bir patatesin üstüne yerleştirirsen ne olur? | Open Subtitles | ماذا تكون عندما تدخل قضيبا في احدى حبات البطاطا ؟ |
| Tavuk piresinin penisi patlamış bir sarkaçlı saat gibi, pipet ile uzaktan yakından alakası yok. | TED | العضو الذكري لبرغوث الدجاج، مثلًا، لا يشبه الماصّة مطلقًا، بل يبدو كساعة جد منفجرة. |
| Tatlım, bu masadaki insanların yarısının penisi var. | Open Subtitles | عزيزى, نصف الجالسين على هذه المنضدة عندهم اعضاء ذكورة. |
| Nakit 40.000 pound, üç sahte pasaport ve 30 santimlik yapay zenci penisi bulmuşlar. | Open Subtitles | اربعون الف جنيه من النقد المقلد ثلاث جوازات سفر مزيفة وقضيب صناعي بطول 12 انشاً |