| Pentagon gizli bir tür casus uçağını test ettiklerini itiraf etmişti. | Open Subtitles | اعترف البنتاغون باختبار نوعٍ مِنْ طائرات ''التجسّس المداريّة فوق غربيّ ''أمريكا |
| Kate, Pentagon'un veri tabanındaki ismi Cameron olan herkesin listesini istiyorum. | Open Subtitles | كايت ابحثي في كل الذين أسـمائهم كاميرون في قاعدة بيانات البنتاغون |
| 2010 yazında Pentagon'dan çok büyük gizli bilgi dökümanları sızdırıldı. | TED | في صيف 2010، حصل تسريب هائل لوثائق سرية كان مصدرها البنتاغون. |
| Pentagon, Aptallık Bölümü açacak olursa başına kimi geçireceğini biliyor. | Open Subtitles | لو ارادوا عمل قسم للغباء فى البنتاجون فأنا جاهز لإدارته |
| Sonra Pentagon'u bilgilendirin, 10:00'dan 12:15'e kadar Siyah Yıldız korumasına ihtiyacımız olacak. | Open Subtitles | وأعلم البنتاجون أننا سنحتاج غطاء لامع أسود من الـ1000 حتَى نهاية 1215 |
| Santral, bana Pentagon'u bağla, Donanma bölümünü. | Open Subtitles | المشغل، من فضلك أعطني البنتاغون في واشنطن، وزارة البحرية. |
| Pentagon'u yaksanız daha iyi olurdu! | Open Subtitles | وربما في الطرف الآخر للدولة تكون متهم بحرق البنتاغون |
| Pentagon'un üst düzey yetkilileri, Meclis'ten çıkan yasağa rağmen Esperanza'ya silah yardımı yapmakla suçlanmışlardı. | Open Subtitles | عندما اتهم ضباط كبار في البنتاغون بامداده بالأسلحة رغم ارادة الكونغرس |
| Silahları sağlayan gizli bir Pentagon adamı. | Open Subtitles | كنت أحد رجال البنتاغون السريين فى توريد المعدات الحربية |
| Pentagon ve ClA'da... bir kandırmaca havası hakimdi. | Open Subtitles | يجعلك تؤمن أن البنتاغون ووكالة الاستخبارات المركزية |
| Ben kendi işim olduğunu düşünmek istiyorum. Üstelik Pentagon da bana baskı yapamayacak. | Open Subtitles | حسناً أحب أن أفكر فيه على أنه عملي بدون ضغط من البنتاغون |
| Pentagon, AOSHTAE, ClA ya da McClintock'la mı konuşuyorum? | Open Subtitles | هل أكلم مختبر الجيش او البنتاغون أو الاستخبارات المركزية أو ماكلينتوك؟ |
| "Güvercinin Kanatları"nda kimseye, "Pentagon'u bilgilendirin Siyah Yıldız korumasına ihtiyacımız var." söyletemezsin. | Open Subtitles | لكنك لا تسمع أحد يقول أعلم البنتاجون أننا نحتاج غطاء أسود لامع |
| Pentagon, iletişim kaybedildiğinde sizin bir uzaylı saldırısı altında olduğunuzu düşündü. | Open Subtitles | البنتاجون يظن أنكم كنتم معرضين لهجوم الغرباء عندما فقدنا الأتصال معكم |
| Pentagon'da biraz zaman geçirirsen bir bürokrata dönüşmek pek de zor olmaz. | Open Subtitles | لتعمل لفترة فى البنتاجون و حينها سيكون من السهل أن تكون بيروقراطيا |
| Pentagon ona onay verdi, ama gizlilik anlaşmasını imzalamayı reddediyor. | Open Subtitles | تم تصفيتها من قبل البنتاجون,ولكنها رفضت التوقيع على اتفاقية الخصوصية |
| Pentagon'a giderseniz, size "Şimdi 20.000 fitten turşu fıçısına girebilecek bombalar yapabiliyoruz." | TED | وان ذهبتم الى البنتاجون سوف يقولون لكم أتعلمون نحن نستطيع اليوم حقاً ان نسقط قنبلة في برميل مخلل من ارتفاع 20 ألف قدم |
| Bununla ilgili raporunu Pentagon'da A2'ye bildir. | Open Subtitles | أعد تقرير عن هذا لإيه 2 في وزارة الدفاع الأمريكية |
| Ölen kadının evinde bulunan Pentagon'a ait gizli bir teçhizatta parmak izleri bulundu. | Open Subtitles | وجدت بصماته على شريحة سرية تابعه للبنتاغون إسترجعناها من منزل المرأة الميتة |
| Bir Pentagon hesabından para çektiğini düşündüm. | Open Subtitles | أكتشفت أنه كان يسرب أمولا من حساب البينتاغون |
| Pentagon'un yüksek teknolojiler sorumlusu. | Open Subtitles | انه متصل بالبنتاجون و وكالة التكنولوجيا الفائقة |
| Hâlâ yerleştiriliyor. Şimdiden bütçemin yarısını Pentagon'a verecekler. | Open Subtitles | مازال قائما, بالرغم انهم يريدون أخذ نصف الميزانيه للبنتاجون |
| - Pentagon'u ara. Daha fazla zaman iste. - Hayır! | Open Subtitles | ـ إتصل بوزارة الدفاع, وأطلب المزيد من الوقت ـ كلا! |
| Pentagon'da 2 yıl geçirdim, Yıldız Geçidi'ni hayata geçirmek için. | Open Subtitles | سنتان فى وزارة الدفاع الامريكية احاول أن أجعل ستارجيت حقيقة |
| Tamam, numaranın izini Pentagon'un yakınlarında bir yere kadar sürdük. | Open Subtitles | حسناً، نحنُ تعقبنا الرقم في منطقة بالقرب من البينتاجون |
| Pentagon Özel Kuvveti altı saat içinde burada olacak. | Open Subtitles | القيادة الخاصة لوزارة الدفاع الامريكية ستكون هنا في غضون ست ساعات. |
| Geçen yıl mayıs ayında, Pentagon'un ana girişine at pisliği attığı için tutuklanmış. | Open Subtitles | ألقي القبض عليه في مايو الماضي لتشوية المدخل الرئيسي للـ "بينتاغون" بروث الحصان |
| Pentagon'daki şu anki görevine geçen sene atanmış. | Open Subtitles | ثم عين في منصبه الحالي في البانتاغون العام الماضي |
| Snyder, Pentagon bilgisayarlarına girecek yeterli gücü bulmuş olur. | Open Subtitles | سيكون لدى (سنايدر) قوة معالجة مشتركة كافية لتحطيم أمان البيتاغون واسعاً |
| - Evet Pentagon ile... ..çalışmayı kabul ettim. | Open Subtitles | -أجل ، حسناً ، إنّي موافق على العمل مع وزارة الدفاع الأمريكيّة. |