| Bir yıIda, Asya piyasası stoklarından 600 milyar dolar uçtu gitti. | Open Subtitles | فى عام واحد تبخرت 600 مليار دولار من سوق الأسهم الآسيوية |
| Para piyasası fonları, bonolar, hisseler büyük sermaye, küçük sermaye, maliye... | Open Subtitles | صناديق سوق المال، السندات، الأسهم شركاتٍ كبيرة أو صغيرة، سندات الخزينة |
| Yani, Adam Smith, daha 18. yy'da yazmıştı, "Çin piyasası Avrupa'daki her şeye oranla daha büyük ve daha karmaşıktır." | TED | اعني ان آدم سميث كتب في اواخر القرن الثامن عشر ان السوق الصينية متطورة وكبيرة وأكثر تنظيماً اكثر من اي سوق في اوروبا |
| Ve daha sonra 52 seçenekleri arasında nasıl yatırım yapacaklarına karar vermek durumundalar, ve para piyasası fonunun ne anlama geldiğini bilmeden. | TED | ثم يجب عليهم أن يقرروا كيف سيستثمرون في خياراتهم الـ 52، ولم يسمعوا أبدا ما هو صندوق سوق المال. |
| Sermaye piyasası Kurulu kadının dokunulmaz olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | .لجنة الاوراق المالية والبورصات تقول أن لا يمكن المساس بها |
| Ve 2008'e gelindiğinde ekonomi piyasası çöktü. | Open Subtitles | ثم فى سبتمبر عام 2008 أنهارت الأسواق المالية |
| Hayırseverlik dediğin sevgi piyasası. Şirketlerin, diğer piyasaların umursamadığı | TED | انه السوق لكل هؤلاء الناس للذين لا يوجد سوق قادم لهم |
| Siz düşünürken, işte size piyasası artan bir borsada satışın küçük bir modeli. | TED | كما تفكّرون، هذه اللّعبة نموذج مشابه لعمليّة بيع في سوق الأسهم خلال ارتفاع أسعارها. |
| 1930'lar boyunca konut piyasası ülke çapında, | Open Subtitles | أثناء الثلاثينات سوق الاسكان انهار في كل أنحاء الأمة |
| Mortgage bonolarını sigortalama piyasası, normal mortgage piyasasından ne kadar büyük? | Open Subtitles | ما حجم كبر سوق التأمين على سندات الرهنية عن حجم الرهنيات نفسها ؟ |
| Bazılarımız beraber... ve bazılarımız erkek arkadaş piyasası ile meşgul. | Open Subtitles | ..البعض منافيه سوية. والبعض منا مشغولون بأحتكار سوق الصبيان. |
| Alıcı piyasası ve haşhaşı olmayan bir ülkede çok fazla miktarda eroinin var. | Open Subtitles | لديك كمية كبيرة من الهيروين في دولة ليس بها أي خشخاش و لا سوق لبيعها |
| Satmak için haşhaşı ve piyasası olmayan bir ülkede elinde yüklü miktarda eroin var. | Open Subtitles | لديك كمية كبيرة من الهيروين في دولة ليس بها أي خشخاش و لا سوق لبيعها |
| Görünüşe göre alpaka piyasası durmuş. | Open Subtitles | يبدو أنه تم السعر بلغ الحضيض في سوق الألباكات |
| Bu, stok piyasası tarihindeki en büyük tek günlük düşüştü. | Open Subtitles | كانت أكبر نسبة هبوط مئوية خلال يوم واحد فى تاريخ سوق الأسهم |
| Los Angeles emlak piyasası hakkında iddialısın, ancak Glendale'deki daireden hiç kar etmeyi beceremedin... | Open Subtitles | لورد فيدر , سمسارك داخل سوق عقارات لوس آنجليس لم يعطيك النصيحة لـ جني الأرباح من شقة غليندال ولا .. ؟ |
| Gizli dövüş görüntüleri için büyük bir korsan piyasası var. | Open Subtitles | هناك سوق سوداء كامله معتمده على فيديوهات الشجارات السريه |
| Bu uyuşturucunun bir piyasası varsa alıcısı kim? | Open Subtitles | السؤال المطروح هو، إن كانت هناك سوق سوداء لهذا المخدر، فمن يشتريه؟ |
| Yenmeye hazır gevrekler piyasası 10.7 milyar dolardı geçen yıl. | Open Subtitles | سوق الحبوب الجاهزة للاكل حقق ارباحًا تقدر بـ 10.7 بليون دولار |
| Sermaye piyasası Kurulu dosyalarımızı incelemek için iki avukat gönderdi. | Open Subtitles | لجنة الاوراق المالية والبورصات أرسلتاثنينمن المحامينليقوموابمراجعةملفاتنا، |
| Asya piyasası panik içerisinde ve acentama ulaşamıyorum. | Open Subtitles | الأسواق الآسيوية تنهار ولا أستطيع الاتصال بسمساري |
| Konut piyasası bilgisayar projeksiyonlarını inceliyorlardı. | TED | كان عليهم متابعة تقديرات الكمبيوتر لسوق الإسكان. |
| Düşük fiyata yüksek kaliteli kokain almak isterseniz, gidilecek tek bir yer var, karanlık internetin anonim piyasası. | TED | إن كنت ترغب في شراء كوكايين بجودة عالية وسعرٍ زهيد، فثمَّة مكانٌ وحيدٌ تذهب إليه، وهو أسواق الشبكة المظلمة المجهولة. |
| Konut piyasası ve bankalar kan kaybederken büyük pozisyonlardan sadece biri satmayı reddetti. | Open Subtitles | بينما استمرت اسواق الاسكان والبنوك في النزيف واحد فقط من المنتقصين الكبار رفض أن يبيع |