| Bugün havada polenler vardı öpücük gibi kokuyorlardı. | Open Subtitles | (كان هناك رائحة (غبار الطلع في الهواء اليوم ان رائحته تشبه رائحة التقبيل |
| -Sanırım, polenler yüzünden. | Open Subtitles | -نعم . أعتقد أنه بسبب غبار الطلع |
| Lanet olası polenler. | Open Subtitles | اوه , انه غبار الطلع |
| Ağaçlar ortalama 2.5 metre ise polenler yaklaşık 50 uzağa gider. | Open Subtitles | بمعدل أشجار 8 أقدام تحصل على آثار حبيبات لقاح بحوالي 50 ياردة |
| Ayrıca bu polenler. Özellikle menekşe polenleri. Kıyafetlerinde buldum. | Open Subtitles | أيضاً هذا لقاح، وتحديداً لقاح من زهرة البانسيه، وجدته على ملابسه |
| Statik elektrik oluştururlar ve polenler onların üzerine gelir ve polenlerin çiçekten çiçeğe dağılmasına yardım ederler. | TED | يولدون شحنة كهربائية مستقرة مما يجعل حبوب اللقاح تقفز عليها ويساعد على انتشار هذا اللقاح من زهرة الى زهرة. |
| - O polenler sizi... | Open Subtitles | -بكل غبار الطلع ... |
| ama fişekteki toprakta polenler var. | Open Subtitles | ولكن التراب من القذيفة تحتوي علي لقاح ما |
| Bu şu an üzerime giydiğim gibi bir pamuk t-shirtun içine işlemiş polenler. | TED | هذه بعض حبوب اللقاح متعلقة في قميص قطني مشابه للذي أرتديه الآن |
| Yalnızca polenleri tüketmezler polenler bittiğinde arının genç larvalarını da yerler. | Open Subtitles | لا يستهلكون حبوب اللقاح وحسب عندما ينفذ سيأكلون يرقات النحل الصغيرة أيضاً. |
| Sıradan ve hatta sıkıcı buldular. polenler suda titreşiyorsa kimin umurunda ki? | Open Subtitles | لقد وجدوها شيئاً عادياً أو حتى مملاً من يهتم إذا ما كانت حبوب اللقاح تهتز في الماء ؟ |