Burada önemli olan pompa başında çaresiz hissetmek yerine aktif hale geçip kim olduğumuzu düşünerek özel bir an yaşamak ve noktaları pompada birleştirmek. | TED | الشيء المهم في كل هذا يجب علينا ان نحاول التحرك من الشعور بالعجز أمام المضخة إلى كوننا نشطين والتفكير في من نحن واخذ هذا النوع من اللحظات الخاصة عندما نقوم بتوصيل النقاط أمام المضخة |
Beş numaralı pompada benzin alıyordu. | Open Subtitles | كان يملأ خزان الوقود من المضخة رقم 5 |
Yarısı nöbette, yarısı pompada. | Open Subtitles | نصف على واجب الحراسة، ونصف على المضخة. |
Bir yanda, gerçek maliyetiyle kıyaslandığında pompada ödenilen fiyat o kadar da yüksek değil, ama öte yanda, insanların başka şansı olmadığından gelirlerinin büyük kısmını işe gelip gidebilmek için genellikle döküntü olan arabalarının deposuna yatırıyorlar. | TED | والآن في اليد الأولى، سعر المضخة ليس مرتفع كثيرا حقيقة عندما تدرك القيمة الحقيقية للغاز ولكن في اليد الأخرى الحقيقة أن الناس لايملكون خيارات عابرة هذا يعني أنهم يدفعون جزء كبير من دخولهم للذهاب والعودة إلى العمل غالبا في سيارة متواضعة |
Yani pompada çaresiz değilsiniz. | TED | إذا أنت لست مفيد على المضخة |
Rosetti depoyu dolduruyor. Sickles yandaki pompada. KINNERE PANSİYON | Open Subtitles | (روزيتي) يملئ وقوده وكان (سيكلز) عند المضخة الأخرى |
Asıl sorun pompada. | Open Subtitles | المشكلة تقع في المضخة |