Belki biraz, pazarlama pratiği de yaparız. | Open Subtitles | نحن هنا للإنتخابات ربما التدرب على الخطابة |
Genç kızların ilgisini çeken konularda konuşma pratiği yap. | Open Subtitles | التدرب على التكلم عن أشياء تثير اهتمام الفتيات اليافعات |
İnsanların önüme geçmesine izin verme pratiği yaparım ben de. | Open Subtitles | يمكنني التدرب على جعل الأشخاص يتقدمونني في الصف. |
O zamandan beri, haftada iki kez açık araziye gidip atış pratiği yapıyor. | Open Subtitles | كان يذهب خارج البلاد مرتين في الاسبوع بغرض الممارسة |
Hedef pratiği zaten sona erdi. Yüz tanıma teknolojisi mükemmel çalışıyor. | Open Subtitles | هذه الممارسة شارفت على الإنتهاء والتكنلوجيا تعمل على أفضل وجه. |
Sadece öpüşme pratiği yapıyordum. | Open Subtitles | كنت فقط أتمرن على التقبيل |
"Merhaba. Babam siz misiniz?" pratiği yapman gerekmez mi? | Open Subtitles | ألا يتوجب عليك التدرب على قول "مرحبا ألست أبي ؟" |
Hala dövüş sanatları pratiği yapıyor musun? | Open Subtitles | لازلت احب التدرب في الجيم كرجل ؟ |
Ayrıca herkese karşı şefkatli davranma pratiği yapmamı da söyledi. | Open Subtitles | وقالت أيضا أن على التدرب على حب الجميع |
İyi dövüşüyorsun ama son zamanlarda seninle epey dövüş pratiği yaptım. | Open Subtitles | أنتِ جيّدة، لكن في الآونة الأخيرة، كان لديّ الكثير من الممارسة لقتالكِ. |
Çünkü biz doktorlar işimizi yapıyoruz, ve işimizi yapmak için eğitim aldık, yani eğer sigortayı değiştirirsek, o zaman tıbbi pratiği ve tıbbi eğitimi de değiştirebiliriz. | TED | لأننا نحن الأطباء فقط نؤدي ما يُدفع لنا من أجله, كما أننا نتدرب على فعل ما يُدفع لنا من أجله أيضاً. لذلك عندما نغيير التأمين سوف تتغير معه الممارسة الطبية والتعليم الطبي أيضاً. |
Diğer seçenek, bana göre, bozulan bu sistemi onarmak pratiği ideale daha da yakınlaştırmak toplumun farklı seslerini parlementomuzun içine yerleştirmek, onları önemsemek ve uzun vadede herkesin iyiliği için delile dayalı kanunlar yapmak. | TED | الخيار الآخر، كما أعتقد هو إصلاح هذا النظام المكسور، لجعل الممارسة الديمقراطية أقرب إلى المثالية ووضع أصوات متنوعة من المجتمع في برلماناتنا وحملهم على وضع قوانين مدروسة، قائمة على الأدلة صالحة للجميع على المدى الطويل. |
İyi. Biraz pilotluk pratiği yapmış olur. | Open Subtitles | -جيدا , لديه بعض الممارسة |
pratiği sadece seni kızdırayım diye yapmadım. | Open Subtitles | لا أتمرن لأتمكن من إزعاجكِ |