| WKYC'de yeni yemek Programı için sunucu lazım bize. Nerede kaldın? | Open Subtitles | نحتاج الى مقدّمة لبرنامج طبخ جديد على محطة دبليو.كيه.واي.سي أين كنتِ؟ |
| New York Times'ın üyelik Programı var; The Guardian'ın üyelik programına kayıtlı 200 binden fazla abonesi var. | TED | فلدى نيويورك تايمز برنامج عضوية: ولدى الجارديان اكثر من 200,000 مشتركين دفع لبرنامج عضويتهم. |
| Mekik Uzay Programı için Görev Kontrol iletişiminden sorumlu yarbayım. | Open Subtitles | أنا قائدة اتصالات مراقبة المهمة لبرنامج المكوك الفضائي |
| Ruslar uzun süredir geçit Programı konusunda daha çok işbirliği yapmak için bastırıyorlardı. | Open Subtitles | الروس يطالبون بالمزيد من التدخل في برنامج ستارجيت الى حد بعيد لبعض الوقت |
| Gemide yaşam Programı ile ilgili bazı endişeleriniz olduğunu duydum. | Open Subtitles | سمعتُ أنّ لديكِ بعضَ المخاوفِ في برنامج الإقامة في السفينة. |
| Ana Kumanda Programı'nın izni olmadan.. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى السفر بإستخدام دوائرك الإلكترونية المُصغرة.. |
| BG: Bu konuya tekrar döneceğiz, Dünya Gıda Programı'ndan kaynak ve makbuz kesimi olduğundan bahsettiniz. | TED | برونز خيوساني: سوف نعود إلى هذا الموضوع أيضا، ولكنك ذكرت وقف التمويل ومستندات الصرف من برنامج الأغذية العالمي. |
| Günlük Programı çıkartalım. Tut şunu. Sakın atma. | Open Subtitles | لنذهب لبرنامج الحملة أمسك هذا لاترميه بعيدا |
| Knox'un Programı Charlie'nin sesini telefonda bulabilir. | Open Subtitles | يمكن لبرنامج نوكس مقارنة صوت تشارلى عبر الهاتف |
| Bir bilgisayar Programı nasıl insan beyninde olabilir? | Open Subtitles | كيف لبرنامج حاسب أن يكون داخل العقل البشري؟ |
| 80'lerde burada Ortaklık Eğitim Programı'nı bitirdim. | Open Subtitles | لبرنامج التدريب على الوظيفة في مركز الوظائف المركزى .. و ذهبت لمدرسة سكرتارية |
| Küçükken baban sana, CIA'in çocukları Teşkilat'a hazırlık ve eğitim için geliştirdiği bir Programı uygulamıştı. | Open Subtitles | عندما كنتِ شابة أخضعكِ والدكِ لبرنامج تجريبي تابع للإستخبارات المركزية لتدريب وتحضير الأطفال للعمل الإستخباري |
| "seni hapse atan adamı buldum." Bu kişi tanık koruma Programı ile beraber bir yerde, Nerde olduğunu buldum. | Open Subtitles | هذا الشخص الذي يخضع لبرنامج حماية الشهود، وجدت مكانه |
| Roma'da, Dünya Gıda Programı'nda, bunu yapmak beş yılımızı aldı, beş yıl. | TED | في روما، في برنامج الغذاء العالمي، احتجنا خمس سنوات للقيام بهذا، خمس سنوات. |
| Bu şekilde kendilerini mühendislik, bilim hatta uzay Programı çerçevesindeki görevlerde görebiliyorlar | TED | هذه هي الطريقة التي تمكنهم من رؤية أنفسهن في وظائف الهندسة، في العلوم، وحتى في برنامج الفضاء. |
| Fakat kendisinden gençlik Programı için yardım isteyen yaşlı bir tutukluyla tanıştığında işler değişti. | TED | ذلك حتى أخذه سجين أكبر جانبًا وطلب منه المساعدة في برنامج الشباب. |
| Ana Kumanda Programı'nın izni olmadan.. | Open Subtitles | لا يمكنك حتى السفر بإستخدام دوائرك الإلكترونية المُصغرة.. |
| Dünya Gıda Programı kaynak eskiliğinden Suriyeli mültecilere yapılan gıda yardımının yüzde 30'unu kesmek zorunda kaldı. | TED | اضطر برنامج الأغذية العالمي، بسبب نقص الموارد، إلى استقطاع 30% من الطعام الموجه للاجئين السوريين. |