Normal bir insan, üçte biri radondan dolayı olmak üzere tüm kaynaklardan 6,2 millisievert değerinde radyasyona maruz kalır. | TED | الإنسان يتعرّض في المتوسط إلى 6.2 ميلي سيفرت من الإشعاع سنويّاً من جميع المصادر، حوالي الثلث يأتي من الرادون. |
Bu radyasyona aşırı maruz kalınması hücre hasarına, radyasyon yanıklarına, radyasyon rahatsızlığına, kanser ve hatta ölüme neden olabilir. | TED | التعرض لكميات هائلة من هذا الإشعاع يمكن أن يؤدي إلى تلف الخلايا، حروق الإشعاع، مرض الإشعاع، السرطان، وحتى الموت. |
Orada tehlikeli seviyede radyasyona maruz kalmış olabilecek tam 75 çocuk var! | Open Subtitles | هناك 75 طفل بالخارج هناك الذين ربما تعرضوا لمستويات خطيرة من الإشعاع |
Bu organlardaki hücreleri değiştirebilirseniz, belki radyasyona daha dayanıklı olabilirler. | TED | ثم إذا استطعت تغيير الخلايا في هذه الأعضاء، ربما تستطيع أن تجعل هذه الأعضاء أكثر مقاومة للإشعاع. |
Maymunları uzaya yollamaktan tutun da, çaresiz köpekler üzerinde atom patlamaları deneylerine, primatları nükleer radyasyona maruz bırakmaya kadar çeşit çeşit araştırma. | Open Subtitles | منارسالالقرودفيالفضاءالخارجي، واختبار التفجيرات الذرية على الكلاب عديمة النفع، إلى تعريضهم للإشعاع النووي. |
Hayatımızı altüst eden toplu cinayetlerin sebebi, bir şekilde radyasyona bağlı olabilir mi? | Open Subtitles | فهل هناك صلة بين ...تلك الإشعاعات وبين تلك الظاهرة التي لا تفسير لها؟ |
Sigorta priminiz düşük olsun diye kendimi gereksiz radyasyona maruz bırakmayacağım. | Open Subtitles | لن أعرض نفسي لإشعاع غير ضروري فقط لكي تتقاضى أقساط التأمين |
Bu bakteri dehidrasyona, soğuğa, vakuma, asitlere ve özellikle radyasyona karşı dayanıklı olmasıyla tanınır. | TED | وهي معروفة بقدرتها على تحمل البرد والجفاف والفراغ والحمض والأهم الإشعاع. |
Jupiter'e gidiyorsanız, çok yüksel bir radyasyona maruz kalırısnız, bilirsiniz, çevre. Burada yaklaşık olarak Jupiter'e yakın bir yerdeki radyasyon bir nükleer bir reaktörün içindekine eşit. | TED | فإذا كنا سنذهب إلى المشتري، فسيكون هناك معدل إشعاع مرتفع جداً، حيث تصل معدلات الإشعاع بقرب الكوكب إلى قيم قريبة لما هي عليه في مفاعل نووي. |
radyasyona bak. | Open Subtitles | تفقد جهاز الإشعاع ثانيةً فلا يمكن أن يكون خاملاً |
Ortakyaşamım radyasyona karşı daha dayanıklı olmamı sağlıyor. | Open Subtitles | السيمبيوت خاصتى يؤمن حماية كافية لى ضد الإشعاع |
Ortakyaşamım beni uzun süreli radyasyona maruz kalmaya karşı koruyacaktır. | Open Subtitles | السيمبيوت خاصتى يحمينى من الإشعاع لفترة زمنية طويلة |
Bu seviyedeki radyasyona uzun süreli maruz kalmanın çok tehlikeli olduğunu biliyor musunuz? | Open Subtitles | تدرك ان تعرّضا طويل المدى إلى الإشعاع خطر؟ |
Bölgedeki acil durum personeli radyasyona maruz kalan işçileri kurtarmaya çalışıyor. | Open Subtitles | ورجال الطواريء هناك في الموقع يحاولون انقاذ العاملين المعرضين للإشعاع |
Ve esas virüsü radyasyona maruz bırakan kişi virüsün ilk mutasyon haliyle enfekte olmuş ve muhtemelen bu sayede, virüsün ölümcül olan türünden korunmuş. | Open Subtitles | وأياً كان من عرّض الفيروس الرئيسي للإشعاع ،أصيب بالتحول الأولي منه وهذا على الأرجح ما حماهم عندم أصبحت السلالة قاتلة |
radyasyona içten maruz kaldı. Kesik yabancı maddeleri iyice temizlemek için tekrar açılacak. | Open Subtitles | تعرضها للإشعاع كان داخليا, يجب اعادة فتح جرحها لإزالة الخلايا الميتة |
- Oradaki radyasyona hiçbir insan dayanamaz. | Open Subtitles | لا يوجد إنسان يستطيع تحمل الإشعاعات الموجودة هناك |
Pekâlâ, ihtimallerden biri, hepimiz ölümcül dozda radyasyona maruz kalmış olabiliriz ve Bay B de bu yüzden ölmüş olabilir. | Open Subtitles | أحد هذه الاحتمالات أننا نتعرض لقدر قاتل من الإشعاعات وربما هذا ما قتل السيد بي |
Ama atom, gama ışınları gibi yüksek seviyede iyonlaşmış radyasyona maruz kaldığı zaman, enerji elektronun serbest kalmasına yol açabilir. | Open Subtitles | ولكن عندما تتعرض .. الذرة لإشعاع أيوني عالي المستوى كأشعة جاما . فإن طاقته قد تتسب في فصل الإلكترون ليكون حراً |
Ben, kariyerimde iki kez radyasyona maruz kaldım, ki bu çok fazladır, çünkü hayatınızı boyunca sizinledir, | TED | أثناء عملي .. تعرضت مرتين للاشعاع وهو عدد كبير .. لان الاشعاع يبقى في جسدك |
Bir tür radyasyona tabi tutulmuş belki. | Open Subtitles | أننى لا أعرف لربما تعرض لنوعاً من الأشعاع أو شيئاً من هذا القبيل |
Aşırı derece yok edici iyonik radyasyona rağmen bir şekilde varlıklarını sürdürmüşler. | Open Subtitles | تمكن بطريقة ما من الاستمرار رغم الأذى الشديد الذى تسببه الاشعاعات المؤينة. |
Bileşimindeki kantaridlin çok güçlü bir zehirdir ve radyasyona benzer tahribe sebep olabilir. | Open Subtitles | العنصر الفعال كانثيدرين هو سم قوي ويمكن ان يسبب اضرارا قوية كالتسمم الاشعاعي |
Radyolojik dağıtma cihazıyla Başkan Hanım, 40 blokluk bir alanı radyasyon bulutu yoluyla radyasyona maruz bırakabiliriz. | Open Subtitles | في الحقيقة إنه جهاز تفريق إشعاعي سيدتي الرئيسة، وقادر على تلويث حوالي 40 مربع سكني بغيمة إشعاعية كثيفة |
Muhtemelen Wraith'in yan odasında kaldığı için radyasyona maruz kaldı. | Open Subtitles | عالأرجح تعرّضة للأشعاع كان بِسبب "أنة جار للـ "الريث |
Patlayıcı hale gelmesi için radyasyona maruz kalması gerekli. | Open Subtitles | يتطلب الأمر إشعاعاً لتحويله إلى الحالة المتفجرة. |
Sağ elinin, direk temasdan dolayı, sekiz ila dokuz gray* nötron radyasyonuna maruz kaldığını düşünüyoruz. (*Ç.N: gray radyasyona maruz kalan dokular için bir ölçme birimi 1 gray = 1 joule / 1 kilogram) | Open Subtitles | نعتقد أ ن يده اليمنى تعرضت لها من 8 الى 9 من شوائب النيترون المشعة نتيجة اتصال مباشر |