| Darwin de yer solucanlarını yoğun ölçüde inceleyerek Rahatlamak için bilardo odasına giderdi. | TED | كان داروين يذهب إلى غرفة البلياردو للاسترخاء بدراسة ديدان الأرض بشكل مكثف. | 
| Beyzbol oynarken, Rahatlamak için bir tekniğimiz vardı. | Open Subtitles | علمونا فى تدريب السلة هذة التقنية للاسترخاء | 
| Yorgun bir adama bir banyo, viski ve Rahatlamak için iyi bir kıç lazım. | Open Subtitles | الناس يأتون عندي للإستحمام وإحتساءشرابالويسكي.. وصحبة فتاة جميلة هذا للإسترخاء | 
| Buraya Rahatlamak için geldim, çünkü işim çok yoğun olabiliyor. | Open Subtitles | آتي إلى هنـا للإسترخاء لأنّ عملي يسبب لـي التوتر | 
| Rahatlamak için zamanın olmadığından yakınıyordun sürekli. | Open Subtitles | تقول دائماً إنه لا وقت لديك أبداً لترتاح | 
| Rahatlamak için müziğe ihtiyacın var. | Open Subtitles | لتسترخي عليك الإستماع إلى الموسيقى | 
| Sadece Rahatlamak için, baba. | Open Subtitles | . أبـي ... إنه فقط من أجل الإسترخاء | 
| Daha önce hiç Rahatlamak için benim kadar çok miktarda kafein tüketen biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل شخصًا آخر يسرف في تناول الكافين ليهدئ أعصابه | 
| Ben Rahatlamak için bir kadeh içiyorum. Bu farklı. -Öyle mi? | Open Subtitles | أتناول شراب واحد قبل العشاء للتخفيف من شدته ، هذا مختلف | 
| Rahatlamak için öncelikle zihnini boşalt. | Open Subtitles | حسناً الآن , الخطوة الأولي للاسترخاء هو كما تعرف تصفية ذهنك وربما كن منفتح العقل | 
| Rahatlamak için başka bir yol bulmalıyım. | Open Subtitles | شكراً, لكن لا شكراً, سأجد طريقة اخرى للاسترخاء | 
| Buraya Rahatlamak için geldim. Bana bok gibi davrandın. | Open Subtitles | أتيت إلى هنا للاسترخاء وأنت عاملتني بازدراء | 
| Sadece temizlenmek için Rahatlamak için de gittiğim yer.'' | TED | هو المساحة التي أستغلها للاسترخاء وليس فقط النظافة." | 
| Bazen Rahatlamak için parka gidip köpekleri vuruyorum. | Open Subtitles | أحيانًا أذهب إلى المرآب وأطلق النار على الكلاب على للإسترخاء. | 
| Helen Sinclair Rahatlamak için birer içki içmemizi önerdi. | Open Subtitles | اقترحت " هيلين سينكلير " الذهاب لتناول مشروب للإسترخاء | 
| Rahatlamak için arabayla gezintiye çıkardık. | Open Subtitles | في أيام الأجازة , نحن نخرج للإسترخاء | 
| Böyle bir işteysen, Rahatlamak için bir yere ihtiyacın var. | Open Subtitles | عمل مثل هذا، عليك إيجاد مكان لترتاح فيه | 
| - Bir hobi gibi düşün. Rahatlamak için yaptığın bir şey. | Open Subtitles | ...مارسها كهواية . شيئا ً تمارسه لترتاح | 
| Rahatlamak için istediğin her şey. | Open Subtitles | أي شيئاً تريديه لتسترخي | 
| Rahatlamak için istediğin her şey. | Open Subtitles | لتسترخي | 
| Fury Rahatlamak için ev alacak adamlardan değil. | Open Subtitles | (فيوري) ليس من النوع الذي يملك كوخ من أجل الإسترخاء. | 
| Daha önce hiç Rahatlamak için benim kadar çok miktarda kafein tüketen biriyle karşılaşmamıştım. | Open Subtitles | لم أقابل شخصًا آخر يسرف في تناول الكافين ليهدئ أعصابه | 
| Ben Rahatlamak için bir kadeh içiyorum. Bu farklı. | Open Subtitles | أتناول شراب واحد قبل العشاء للتخفيف من شدته ، هذا مختلف |