| Her yoğun şehrin, barış dolu bir adaya ihtiyacı var. Ve her meşgul ruhun da rahatlayacak bir yere. | Open Subtitles | كل مدينة مزدحمة تحتاج الى هدوء جزيرة وكل روح مشغولة تحتاج الى مكان لتهدأ فيه |
| Her meşgul şehrin huzur dolu bir adaya ihtiyacı vardır her meşgul ruhun da rahatlayacak bir yere. | Open Subtitles | كل مدينة مزدحمة تحتاج الى جزيرة سلام مثلما تحتاج كل روح مشغولة الى مكان لتهدأ فيه |
| Kısacası, adam rahatlayacak ve sorguya daha elverişli hale gelecek. | Open Subtitles | بإختصار، سيهدأ وسيكون أكثر تأثراً بالإقتراحات. |
| Steve burda rahatlayacak. | Open Subtitles | الأن، (ستيف) سيهدأ هنا |
| rahatlayacak mıydım yoksa üzgün mü olacaktım? | Open Subtitles | بعد أن أتنازل عن دوري كأميرة لجنوفيا هل سأشعر بالإرتياح .. |
| Aktivist arkadaşının tamamen masum olduğunu duyunca rahatlayacak. | Open Subtitles | سيكون مرتاحاً لسماع أن صديقه كان بريئ تماماً |
| rahatlayacak mıydım yoksa üzgün mü olacaktım? | Open Subtitles | بعد أن أتنازل عن دوري كأميرة لجنوفيا هل سأشعر بالإرتياح .. |
| Gitarım. Fernando çalındı demişti. Bulunduğunu duyunca çok rahatlayacak. | Open Subtitles | الجيتار خاصتي ، قال (فرناندو) أنه تم سرقته سيكون مرتاحاً للغايه ، لعثوري عليه |