| Beyazlar içinde 5 kadın.. Kırmızı giyinmiş rahiplerle çevrili.. | Open Subtitles | خمسة منهم يرتدون الملابس البيضاء يحيطهم الكهنة فى الملابس الحمراء |
| - Öyleyse bu rahiplerle dövüşürüz. | Open Subtitles | إنهم ليسوا كائنات ملموسة حسنا ، أنا .. أنا يمكننى قتال هؤلاء الكهنة |
| Düşman, rahiplerle rekabet edebilecek güçte. | Open Subtitles | لكن الأعداء عندهم من القوة مايكفي لأن ينافسوا الكهنة |
| Ama rahiplerle birlikte olurken hiç de... günah işliyormuşum gibi gelmiyordu. | Open Subtitles | لكن وانا مع الرهبان لا أشعر بالذنب ابدا لانهم رجال الرب |
| Şey, ben bütün rahiplerle yakınım. | Open Subtitles | حسنٌ ، أنا قريبة من كل القساوسة |
| Mektubumda diğer rahiplerle birlikte... olma arzumu bastırdığım için kendimle gurur duyduğumu yazdım. | Open Subtitles | لاخبره كم كنت انا فخور لكوني قادر على كبح رغبة النوم مع قساوسة اخرين |
| Tarih, bu kolay işi yapan rahiplerle dolu. | Open Subtitles | التاريخ ممتلىء بالقساوسة الذين فعلوا أدنى من ذلك |
| Bu iğrenç kızları uyuşuk rahiplerle evlendirmek için gelmedim buraya. | Open Subtitles | أنا لست هنا لتلويث زواج أولئك الكهنة البليدين من تلك الفتيات السوقيات. |
| Yüce İsa dünyadayken, rahiplerle birlikte bir kilise açtı. | Open Subtitles | عندما كان السيد المسيح على الأرض أقام كنيسة بدعم من سلطة جماعة الكهنة |
| Onu, sanki dünyanın en doğal şeyiymiş gibi tapınakta rahiplerle tartışırken buldum. | Open Subtitles | ولكن هناك كان في المعبد، مناقشة ومجادلة مع الكهنة كما لو كان الشيء الأكثر الطبيعي في العالم. |
| rahiplerle, hahamlarla, mormonlarla ve üniteryenlerle konuş. | Open Subtitles | واحصلِ على مقتطفات من أقوال الكهنة والحاخامات والمورمون والموحدين |
| rahiplerle güvendeydim. | Open Subtitles | كنت بأمان مع الكهنة |
| Öncelikli olarak onu araştırarak rahiplerle savaşmanın bir yolunu bulabiliriz. | Open Subtitles | أولاً وقبل كل شيء قد تكون دراسته المفتاح.. لاكتشاف وسيلة نحارب بها الرهبان |
| Onu incelediğimiz, veri kaydettiğimiz her dakika rahiplerle savaşmak için bir araç bulmaya o kadar çok yaklaşıyoruz. | Open Subtitles | كل دقيقة نمضيها في دراسته وتدوين المعلومات.. تتيح لنا اكتشاف وسائل لمحاربة الرهبان |
| -Manastırda kalabiliyorsun rahiplerle yemek yiyorsun. Ama hepsi sessizlik yemini etmiş. | Open Subtitles | -عليك أن ترى الرهبان لقد أقسموا على الصمت |
| Benito Juarez'un dediği gibi rahiplerle mesafeni korumalısın. | Open Subtitles | يجب أن تبتعد عن القساوسة! فقط كما قال (بينتو). |
| Çünkü rahiplerle ilgili güzel haberlerim var... | Open Subtitles | لأنّني لديّ بعض الاخبار عن القساوسة... |
| - rahiplerle konuşamazsın. | Open Subtitles | -إيّاكَ و التحدث مع القساوسة . |
| Bölgedeki rahiplerle pazar günü öğleden sonra bahsettiğim toplantıyı yapıyoruz. | Open Subtitles | يوم السبت بعد الظهيرة سنحضر الاجتماع الذي أخبرتك عنه... مع قساوسة الأبرشية. |
| Tarih, bu kolay işi yapan rahiplerle dolu. | Open Subtitles | التاريخ ممتلىء بالقساوسة الذين فعلوا أدنى من ذلك |