| İlk randevumun iyi gitmediğini anlamış olmalılar. | Open Subtitles | اعتقد انهم احسو بأن موعدي الاول لم يسير على ما يرام |
| Acil bir şey çıktı. Bir sonraki randevumun daha fazla bekleyemeyeceğini mi söylemeye çalışıyorsun? | Open Subtitles | لقد طرأ أمر ما هل تقصد موعدي الأخر لا يمكن ان ينتظر أكثر؟ |
| randevumun on dakika sonra olduğunu sanıyordum. | Open Subtitles | اعتقدت اني موعدي خلال عشر دقائق |
| Anladı. randevumun kısa sürmesine sevindim. | Open Subtitles | أتعرف، أنا مسرورٌ لانتهاء موعدي سريعاً. |
| Gidip hazırlanmalıyım. Kim ile randevumun mükemmel geçmesini istiyorum. | Open Subtitles | يجب أن أستعد إذ أريد أن يكون موعدي مع (كيم) مثالياً |
| randevumun çuvalladığını. | Open Subtitles | ، بأن موعدي لم يفلح |