| Beni bir kere reddetmiştin belki teklifimi yeniden düşünmenin vakti gelmiştir. | Open Subtitles | لقد رفضتني مرّة، لكن ربّما آنت لحظة إعادة التفكير بعرضي. |
| Beni reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد رفضتني |
| Hapisteyken imzalamayı reddetmiştin. | Open Subtitles | هذه هي الأوراق التي رفضتَ توقيعها بالسجن |
| Uzun zaman oldu ve son konuşmamızda teklifimi reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد مرّ وقتاً طويلاً منذ تحدثنا اخر مرة و أنت رفضتَ عرضي |
| Daha önce Başkan Yardımcısı olmanı istediğimde reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد طلبتكِ مرةً من قبل لتكوني نائبتي وأنت رفضتِ وتركتك |
| 1999 Ocak sayısında tam sayfa iş teklif etmiştim. Kapakta Nicole Kidman vardı. Ve sen reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد عرضتُ عليها صفحة بنسخة المجلّة لعام 1999، وكانت (نيكول كيدمان) على الغلاف، وأنتِ رفضتِ. |
| Sana bunu sorduğunda, her şeyi reddetmiştin. | Open Subtitles | عندما سألك عن ذلك، أنكرت كل شيئ. |
| reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد أنكرت هذا |
| Bir kere ofisine gelmiştim. Beni görmeyi reddetmiştin. | Open Subtitles | أتيت لمكتبك مرة من قبل و رفضت أن تراني |
| - Bu sabah uyuşturucu teorisini reddetmiştin. | Open Subtitles | هذا الصباح رفضتَ اقتراح التعاطي |
| Vaktiyle olduğum çocuğu reddetmiştin. | Open Subtitles | لقد رفضتِ الصبي الذي كنتُه |