| Kalplerini kırmış olabilir ama satış rekoru kırdığı da kesin. | Open Subtitles | ربما حطم بعض القلوب لكنه بالتأكيد حطم الرقم القياسي للمبيعات | 
| Polis olmayan kişiler içinde en çok tutuklamaya yapma rekoru sende. | Open Subtitles | أنتَ تحمل الآن الرقم القياسي لأكثر التوقيفات بواسطة شخص ليس شرطيّاً | 
| 15 yıldır baroda, yüzlerce dava, mükemmele yakın mahkûm etme rekoru. | Open Subtitles | 15سنة في نقابة المحامين ومئات القضايا قريب من سجل الاتهام المثالي | 
| Bu sayı tanığın bir rekoru olduğunu belirtiyordu. | TED | الرقم يشير إلى أن هذه الشاهدة لديها سجل. | 
| Bu sakız parçasını tam 3 ay çiğnedim! Bu bir dünya rekoru! | Open Subtitles | قطعة اللبان هذه أمضغها منذ ثلاثة أشهر كاملة، و هو رقم قياسي | 
| Pumbaa, en uzun geğirme rekoru kimde? | Open Subtitles | بومبا من يحمل السجل لتدفق بقّ العالم الطويل؟ | 
| Bir an önce yola çıkarsam rekoru kırma şansım olabilir. | Open Subtitles | إن غادرت باكرا فما زال لدي الوقت لكسر الرقم القياسي | 
| Senin gibi bir şerefsiz yüzünden tüpsüz dalış rekoru kırdım. | Open Subtitles | الشكر لك ايها الأحمق, لقد حطمتُ الرقم القياسي في الغطس. | 
| Senin gibi bir şerefsiz yüzünden tüpsüz dalış rekoru kırdım. | Open Subtitles | الشكر لك ايها الأحمق, لقد حطمتُ الرقم القياسي في الغطس. | 
| Çok dikkatli bir tasarım ve yüzlerce deneyden sonra, virüsleri almayı başardık ve rekoru kırdık. | TED | باستخدام تصميم دقيق للغاية ومئات التجارب، نجحنا في إزالة جميع الفيروسات، وكسر الرقم القياسي. | 
| Bütün tuhaflıklara karşın bu kadar depresyonunun içinde rekoru egale edebilmeyi başardık. | TED | بعكس كل التوقعات، استطعنا أن نتقدم نحو تحقيق الرقم القياسي على الرغم من تلك المنخفضات. | 
| 2012 itibariyle en hızlı kısa mesafe koşusunda dünya rekoru yaklaşık saatte 43 km. | TED | في سنة 2012 الرقم القياسي لسباق السرعة القصوى في مسافة قصيرة على أقصى حد 27 ميل في الساعة | 
| Üç günlük bir rekoru var.Karısı ölmek üzere. Bir hafta boyunca bile sürmeye razı. | Open Subtitles | سجل لركوب الدراجة لثلاثة أيام ، زوجته تموت لذا فهو مستعد للقيادة حتى لمدة إسبوع | 
| Florida'daki rüşvet ve yozlaşma kayıtları dünya rekoru kırmakta. | Open Subtitles | وقد وضعت إنفاذ القانون فلوريدا سجل العالم في الرشوة والفساد. | 
| DiMaggio'nun rekoru kaç maçtı? | Open Subtitles | جيم ، كم عدد المرات التى سجل فيها دى ماجيو مباشرة ؟ | 
| Mesai rekoru. Yani mesaim bitti. | Open Subtitles | رقم قياسي في المناوبة , او نهاية المناوبة | 
| Millet,şu an yeni bir dünya rekoru kıracak olan bir adama bakıyorsunuz. | Open Subtitles | الجميع ، أنتم تنظرون لشاب الذي سيضع رقم قياسي جديد | 
| Bu Şikago White Sox'tan Doc White'ın 1904'ten beri kırılamayan rekoru. | Open Subtitles | وهذا السجل الذي توقف عنده منذ عام 1904 عن طريق دوك وايت من فريق شيكاغوا وايت سوكس | 
| Barselona '74, Avrupa rekoru. | Open Subtitles | برشلونة سنة 1974 لقد حققت رقم قياسى أوروبى .. | 
| rekoru birlikte kıracağız. | Open Subtitles | سنقوم معا ً بهذا الانزلاق وسنحقق رقما قياسيا معا | 
| Hanna Reitsch savaştan sağ kurtuldu ve birçok uçuş rekoru kırdı. | Open Subtitles | نجت حنّا ريتش من الحرب وحطّمت عديد من الأرقام القياسية للطيران | 
| 2 altın madalya aldım. 2'li ve 4'lü yarışlarda dünya rekoru kırdım. | Open Subtitles | أنا أتيت من عند ميداليتين ذهبيتين أتيت من عند تسعة أرقام قياسية | 
| Yeni bir dünya rekoru. | Open Subtitles | تسجيل رقم عالمي جديد .. هذا عظيم | 
| Bir sezonda en yüksek penis rekoru hala sizde. | Open Subtitles | اعنى, انك لاذلت تحمل الرقم القياسى لأكثر قضيب فى اى دورة فردية | 
| Hatta, kilise için kitap satmada aylık rekoru vardı. | Open Subtitles | وسجّلت بالفعل رقماً شهرياً قياسياً فى بيع الكُتُب لصالح الكنيسة. | 
| Bugün bir satış rekoru bekliyoruz tabii sizler bunu berbat etmedikçe. | Open Subtitles | ونحن نبحث عن رقم جديد فى المبيعات طالما لم تخربوا الامر | 
| Dünya rekoru mu kıracaksın? | Open Subtitles | تحاول أن تحطم رقمًا قياسيًا عالميّ, أو شيئًا كهذا؟ |