| su gülünç hilkat garibesinin... bir roketle dünyaya gelmesi üç yil sürmüs. | Open Subtitles | هذا الشيء الصغير التافه أخذ 3 سنوات في رحلة في صاروخ ليصل إلى كوكب الأرض |
| ...bir roketle evrenin başlangıç anının resmini çekmek istiyoruz. | Open Subtitles | صاروخ بامكانه التقاط صورة لللحظة الأولى للكون |
| roketle atış yapmak için yeterli yüksekliğe çıkarız. Bu arada siz de ateşi üzerinize çekin, hadi gidelim! | Open Subtitles | سنلتف حول المبنى الزجاجي سنصعد بما يكفي لإطلق صاروخ |
| Kulenin kolları açılırken yukarıya giden bir roketle bunu yapamazsın. Sebep olacağı trajediyi düşünebiliyor musun? | TED | ولن ينطلق أبدا هذا الصاروخ أثناء تراجع الأذرع القنطرية. هل تتخيل مدى المأساة التي قد تحدث بسبب ذلك؟ |
| Minotaur IV çok fazla itkiye sahip ve bu yüksek itkiyi, izlenecek yolu yatay ve dikeyde bölmek suretiyle roketle 89 derecelik bir hücum açısıyla uçuş yaparak sınırlamak zorundaydık. | TED | إن صاروخ ميناتور 4 يتمتع باندفاعة كبيرة فعلينا أن نخفف من انطلاقته باطلاق الصاروخ بدرجة 89 درجة من درجة الهجوم المثلى لأجزاء من مساره الفعلي. |
| kah dürtüyoruz, kah kışkırtıyoruz, bir roketle gökyüzüne göneriyoruz. | Open Subtitles | ندسهم بهذا ، نحثهم بذلك نرسلهم للأعلى بصاروخ |
| Geriye dönüşü olmayan bir roketle gitmeliydim oraya! | Open Subtitles | علي أن أصعد على متن صاروج بلا عودة |
| Neredesin? - Küçük bir roketle uçuyorum. | Open Subtitles | -ستارة طائرة على حلقة الصاروخِ |
| Yapma şimdi, 1960'lı yıllarda Rusların tasarladığı bir roketle gidecektin. | Open Subtitles | بالله عليك ، سوف تذهب للأعلى في صاروخ مُصمّم في 1960 من الروسيين |
| Bu sabah roketle fırlatılan bir uydu. Şu anda başımızın üzerindeki... bir yörüngede. | Open Subtitles | قمر صناعي تمّ إطلاقه بواسطة صاروخ |
| Para aktaran bir minibüs roketle vuruldu. | Open Subtitles | سيارة نقل نقود ضربها صاروخ |
| Kendini roketle fırlatmış, | Open Subtitles | لحظه,صاروخ,صاروخ,صاروخ؟ |
| Sanırım bugünkü roketle çalışma planların raydan çıktı. | Open Subtitles | أظنّ أنّ خُططك للعمل على الصاروخ اليوم قد "فسدت = خرجت عن خطها" |
| Walt'tan inşa etmesini istediği roketle uzaya fırlatmaya hazır olana kadar güvende tutmak isteyecektir. | Open Subtitles | يبقيه في مأمن حتى يكون جاهزا لتفجيره في الفضاء. بإستعمال الصاروخ الذي يريد من (والتر) صنعه. |
| Ama roketle ilgili değil. | Open Subtitles | لكن ليس مع إحترام الصاروخ |
| General Kutyna'nın Titan programı 1989'da büyük casus uyduları fırlatmaya yeterli yeni bir roketle yenilendi. xxx | Open Subtitles | تم عودة مشروع "تيتان" للجنرال كوتينا في 1989 بصاروخ جديد قادر على إطلاق أقمار صناعية للتجسس |
| NORAD, bir Rus uydusunun roketle vurulduğunu bildirdi. | Open Subtitles | "جرى تدمير ساتل روسي بصاروخ" |
| Geriye dönüşü olmayan bir roketle gitmeliydim oraya! | Open Subtitles | علي أن أصعد على متن صاروج بلا عودة |