| Sen ruju getir, ben de sütyenle tenis toplarını getireyim. | Open Subtitles | احضري أحمر الشفاه وانا سأحضر حمالة الصدر و كرات التنس |
| Elbiseyi aldın, ruju bıraktın. | Open Subtitles | يكفي ، حصلتِ على الفستان فإشتري أحمر الشفاه |
| Şimdi şunu yapacağız, ruju süreceğiz, ve öpen kişi ruju çıkana kadar öpme hakkına sahip olacak. | Open Subtitles | ما نفعله، هو أن نضع أحمر الشفاه ثم يقبل كل واحد قدر ما يستطيع حتى يذهب تأثير أحمر الشفاه |
| Sana bu siyah ruju vereceğim ki kustuktan veya yiyiştikten sonra tekrar sürebilirsin. | Open Subtitles | ساعطيك احمر الشفاه الاسود حتى يمكنك اعادة تطبيقه بعد ان تعبثي او تتقياي |
| Bence karşılıklıydı. o ruju sil dudağından. | Open Subtitles | تبدو متبادله امسح احمر الشفاه هذا حتى لا يراه الرفاق في القسم |
| Çantanda erkek ruju da var mı, James? | Open Subtitles | إنها آخر إضافة في تقليعات الرجال ألديك بعض أحمر شفاه الرجال في تاك الحقيبة يا ـ جيمس ـ؟ |
| Gideceğiz ve bekçiye, ruju nerede bulduğumuzu anlatacağız. | Open Subtitles | سنعود للمخيم وسنبلغ المأمور بالمكان الذى وجدت فيه أحمر الشفاه |
| Dışarı çık ve en yüksek topuklu ayakkabıyı ve en güzel ruju al, her yere git. | Open Subtitles | فقط اخرجي واحصلي على كعوب الحذاء الأعلى في المدينة وبعض أحمر الشفاه الجديد واذهبي إلى كل مكان |
| Peki ya kadının ruju? | Open Subtitles | ماذا عن أحمر الشفاه الخاص بها ؟ أحمر الشفاه ؟ |
| Kadının ruju kayıptı bu yüzden cinayeti aynı adamın işlediğine oldukça eminiz. | Open Subtitles | .. أحمر الشفاه الخاص بها كان مفقود لذا , كنا متأكدين جداً من أنه القاتل ذاته |
| Sizce ruju oraya rehber köpeği mi bıraktı? | Open Subtitles | أنتم أبتها الفتيات تعتقدون أن كلبها المرشد ترك خلفه أحمر الشفاه الخاص به؟ |
| Harika görünüyorsun. Her neyse, istediğin ruju hazırladım. | Open Subtitles | تبدو بحالة جيّدة ، لقد أحضرت أحمر الشفاه الذي طلبته مني. |
| Üzgünüm ama şansını kaçırdın. Aman tanrım. ruju çıkardım. | Open Subtitles | أَنا آسفة، لَكنَّك فقدت فرصتِكَ. أوه، يا الهي أزلت أحمر الشفاه. |
| Bekleyin! Makyajı yok! ruju bende! | Open Subtitles | مهلاً، إنّها لاتحمل مكياجها معها بحوزتي أحمر الشفاه الخاص بها |
| Eğer bir insan kişisel temizliğe önem vermiyorsa dünyanın en güzel ruju da fayda etmez. | Open Subtitles | أفضل أحمر الشفاه لا يساعد إذا كنت لا تعتني بالنظافة الشخصية |
| tamam, söyle bakalım o ruju nerede buldun? | Open Subtitles | حسنا.اخبرينى من اين حصلت على احمر الشفاه هذا |
| Rehber köpeğinin mi ruju bıraktığını düşünüyorsunuz? | Open Subtitles | هل تعتقدين ان كلبها المرشد هو من ترك احمر الشفاه خاصتها ؟ |
| Çünkü annem öğrencilerin dişlerindeki ruju silmek istememin duruşma sonrasında dikkatimi dağıtacağını söylüyor. | Open Subtitles | لا امي تعتقد انه عندما اطلب من الطالبات مسح احمر الشفاه من اسنانهم ذلك سيلهيني عن التفكير فالمحاكمه |
| Yanında ruju varmış. Sen de her gün ruj taşıyor musunuz yanınızda? | Open Subtitles | لاحظتُ أنّكِ تضعين أحمر شفاه، أتضعين أحمر شفاه كلّ يوم. |
| ruju vardı, halüsinojenik ruj. Benim üzerimde kullanmaya çalıştı! | Open Subtitles | كان بحوزتها أحمر شفاه مسبب للهلوسة لقد حاولت استخدامه علي |
| Bir siki emebilen ruju ve rimeli güzel olan biri! | Open Subtitles | شيئ جميل يضع احمر شفاه و مظلل جفون يمكنهم النوم معهم في اي وقت |