| Hata yaptığım bir yer varsa söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني أنه جزءاً من ذلك كان خاطئاً |
| - Elektronik mağazasının açılışı olduğunu söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني هل فتحت مخزنا لتخزين الأدوات ألكترونية |
| Bu çılgınlığının yordamı olduğunu söyle lütfen. Adamın ailesi tehdit edilmiş. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني أنّ هنالك أسلوب لجنونكَ. |
| Bu fotoğrafları makale için kullanacağını söyle lütfen. | Open Subtitles | من فضلك أخبرني أنك ستنشر هذه الصور في صحيفية |
| Evime gitmediğini söyle lütfen. | Open Subtitles | فقط قولي لي أنك لم تذهبي لمنزلي |
| Eğer Readville'da yaban mersinli tatlı servis eden bir yer bulduysan söyle lütfen. | Open Subtitles | فقط أخبرني إذا وجدت المطعم الذي يقدم فطائر التوت في ريدفيل من فضلك |
| Burada neler olduğunu bildiğini söyle lütfen. | Open Subtitles | من فضلك أخبرنى ما الذى يجري حولنا |
| söyle lütfen, senin için ne yapabilirim? | Open Subtitles | رجاءً أخبرْني ماذا يمكنُ أن افعل لك؟ |
| Tamam öyleyse ne burada ne yaptığımızı söyle lütfen. | Open Subtitles | إذًا رجاءً فسّرا لي ما نفعله هنا؟ |
| Size bir kaç soru soracağız. Üstünde yasadışı bir şey olmadığını söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبريني أنكِ لا تحملين أيّ شئ غير شرعي معك. |
| Bir iş yemeğine o striptizciyi getirmeyeceğini söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك اخبرني أنك لن تحضر المتعرية إلي عشاء عمل |
| Başım belada. Telsizin hâlâ sende olduğunu söyle lütfen bana. | Open Subtitles | أنا في ورطة، أرجوك قل لي أنّك مازلت تملك المذياع |
| Kayıp bir genci bana bildirmek için burada olmadığını söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني بأنك لست هنا لتبلغ عن مراهق مفقود |
| Biz başvururken bu denli sıkıcı olmadığımızı söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبرني بأننا لم نكن بهذا الشكل من الملل عندما قدمنا طلباتنا |
| - Çok geç olmadığını söyle lütfen. - Yemek hazır. | Open Subtitles | ـ أرجوك أخبرني أنه لم يفت الأوان ـ الطعام في الإنتظار |
| Bunun düşündüğüm şey olmadığını söyle lütfen. | Open Subtitles | رجاءً أخبرني هذا ليس ما أظنّه. |
| Al biraz kahve sana. İsmi söyle lütfen. | Open Subtitles | قهوة من فضلك أخبرني بالاسم |
| Evime gitmediğini söyle lütfen. | Open Subtitles | فقط قولي لي أنك لم تذهبي لمنزلي إهدئ |
| Sadece bana peron numarasını söyle, lütfen. | Open Subtitles | فقط أخبرني برقم القطار، من فضلك. |
| Bana bu şekilde evlenme teklif etmediğini söyle lütfen. | Open Subtitles | -من فضلك أخبرنى لماذا لم تخطبنى ؟ |
| söyle lütfen, senin için ne yapabilirim? | Open Subtitles | رجاءً أخبرْني ماذا يمكنُ أن افعل لك؟ |
| Tamam öyleyse ne burada ne yaptığımızı söyle lütfen. | Open Subtitles | إذًا رجاءً فسّرا لي ما نفعله هنا؟ |
| Bu konudaki düşüncelerinin yumuşamadığını söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك أخبريني أنك لا تضعفين موقفك في هذا. |
| Tamam, planları bulduğunu söyle lütfen. Buldum. | Open Subtitles | حسناً, أرجوك اخبرني أنك تملك المخططات. |
| Bana daha önce böyle bir şey görmediğini söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوك قل لي أنك أبدا لم ترى شيء كهذا من قبل |
| -Bana şaka yaptığını söyle lütfen. | Open Subtitles | -أرجوك أخبرني أنك تمزح -ماذا ؟ |
| Düz vitesli arabaları kullanabildiğini söyle lütfen? | Open Subtitles | من فضلك قل لي أنك يمكن أن تدفع عصا التحول. |
| Bana, kutulardan işe yarayacak bir şey bulduğunu söyle lütfen. | Open Subtitles | ،لذلك من فضلكِ أخبريني هل وجدتِ شيء في هذه الصناديق القيمة |
| O ibnenin öldüğünü söyle lütfen. | Open Subtitles | أرجوكَ قل لي إنّ ذلك اللعين ميت |