| John Lowe hakkında tek bildiklerimiz polisin bize söylediği şeyler. | Open Subtitles | كل ما نعرفه عن جون لوي هو ما قالته الشرطة. |
| Bana söylediği şeyler senin söyleyeceğim şeylerdi. | Open Subtitles | . . ما قالته لي لكان سيكون مثل ما تقوله لي |
| Natalie'nin duruşmada söylediği şeyler. | Open Subtitles | ما قالته هناك... ما مقدار الضرر الذي تسبب به؟ |
| Tüm bu söylediği şeyler yalan, değil mi? | Open Subtitles | كل الاشياء المريعة التي قالتها ليست صحيحة ؟ اليس كذلك؟ |
| Babamla konuşurken onun söylediği şeyler ne kadar çok şey kaçırdığımı gösterdi. | Open Subtitles | لقد كنت اتحدث مع أبي الليلة والأشياء التي قالها ، لقد جعلني أفكر كم انا أفقد |
| Bayan Lucy'nin yaratıcı olmakla ilgili söylediği şeyler sayesinde mi? | Open Subtitles | هل هذا بسبب ما قالته لك الآنسه (لوسي) عن كيف تكون تكون مبدعا؟ |
| Eva'nın sana söylediği şeyler seninle evlenebilmek için söyleyecek sözü olmayan kıskanç birinin iftiraları. | Open Subtitles | أيّاً يكن ما قالته لك (إيفا) غير هذا... هو تأليف طفلة غيورة مزعجة مستعدّة لفعل أيّ شيء للزواج بك |
| Eva'nın sana söylediği şeyler seninle evlenebilmek için söyleyecek sözü olmayan kıskanç birinin iftiraları. | Open Subtitles | أيّاً يكن ما قالته لك (إيفا) غيرهذا... هو تأليف طفلة غيورة مزعجة مستعدّة لفعل أيّ شيء للزواج بك |
| Böylece bana söylediği şeyler hakkındaki sorularımı bitirebilirdim. | Open Subtitles | لكي أكمل استجوابها حول الاشياء التي قالتها لي |
| söylediği şeyler herkesin söyledikleri. | Open Subtitles | الأشياء التي قالتها والتي يقولها الجميع |
| Yüzündeki o ifade ve söylediği şeyler, ben... | Open Subtitles | النظرة علي وجهها والأشياء التي قالتها |
| Terk etmeden önce söylediği şeyler daha boş şeyler olabilirdi. | Open Subtitles | الامور التي قالها قبل رحيله كان يمكن ان يكون مؤلما اكثر |
| Gerçek değildi. Demek istediğim, bana söylediği şeyler | Open Subtitles | لمْ تكُن حقيقيّة، أقصد الأشياء التي قالها لي |
| Evinde gördüm. Farklıydı. söylediği şeyler... | Open Subtitles | رأيته في المنزل , إنه كان مختلف الأشياء التي قالها... |