| Ama söyledikleri gibi ağlayan bir bebeği efendine bir sebep olarak gösteremezsin. | Open Subtitles | لكن لا يمكنك العدل ما بين طفل رضيع وبين مولاكم، كما يقولون |
| Tıpkı Internet dünyasında söyledikleri gibi: eğer şu anda da altı ay önce yaptığınızı yapıyorsanız yanlış şeyi yapıyorsunuz. | TED | كما يقولون في عالم الإنترنت: إذا كنت اليوم تفعل الشيء نفسه الذي كنت تفعله قبل ستة أشهر، فأنت تفعل شيئا خاطئا. |
| Bir süre sonra kaybolur ama kendin düzeltebilirsin, söyledikleri gibi kasları bükerek. | Open Subtitles | يسترخي قليلا بعد فترة ولكن يمكنك إخراجها يدويا كما يقولون .. بثني العضلات |
| Sığınağı bulduk. söyledikleri gibi yıkılmıştı. Ceset yok. | Open Subtitles | لقد وجدنا الخبأ ولقد كان محطما كما قالوا ولا توجد جثث |
| söyledikleri gibi her koşula alışmış biri. | Open Subtitles | إنها كما قالوا عنها ، معتادة على هذه الأمور.. |
| Tıpkı söyledikleri gibi oluyor. | Open Subtitles | كما تنبئوا تماماً. |
| Tamam, söyledikleri gibi içeri girdiyse, buna neden olacak birşey yapmıştır. | Open Subtitles | حسنا .. كما يقولون .. ما دام أنه قد سُجن فلابد أنه فعل شيئا |
| Yani bu doğru. söyledikleri gibi kiralık bir katilsin. | Open Subtitles | ، إذاً ذلك حقيقي أنت قاتل مأجور كما يقولون |
| Annenin de yapmasi gerekenler vardi. Bu iki kisilik bir olay söyledikleri gibi. | Open Subtitles | والدتكَ تتحمّل جزء منه، إنّه تعاون بين اثنين كما يقولون. |
| Burada olduklarını söyledikleri gibi buradalar mıymış, sorun koçlarına. | Open Subtitles | أسأل المدربين اذا كانوا هنا كما يقولون أنهم كانوا هنا |
| Annenin de yapması gerekenler vardı. Bu iki kişilik bir olay söyledikleri gibi. | Open Subtitles | والدتكَ تتحمّل جزء منه، إنّه تعاون بين اثنين كما يقولون. |
| Hep söyledikleri gibi kullan ya da kaybet. | Open Subtitles | كما يقولون فى المناطق المدارية، أستغلها أو ستخسرها. |
| İşte bu! Calgary'de söyledikleri gibi. | Open Subtitles | مرحى ، كما يقولون في كالجاري مدينة في دولة كندا |
| Fransa'da ve Kanada'nın bazı bölümlerinde söyledikleri gibi, hoşça kal! | Open Subtitles | وداعا , كما يقولون بالفرنسية وبعض اجزاء كندا |
| Haberlerde söyledikleri gibi o çocuğu öldürdü mü? | Open Subtitles | هل قتل ذلك الولد كما يقولون في الأخبار ؟ |
| Fakat söyledikleri gibi o zamana kadar sizinim. | Open Subtitles | ولكن حتى ذلك الوقت كلى لكى كما يقولون |
| Örneğin söyledikleri gibi dünyanın güzel olmadığını gördüm. | Open Subtitles | ...على سبيل المثال أن أرضنا ليس جميلة في حدّ ...ذاتها كما يقولون |
| Asla duruşmada söyledikleri gibi benim ismimi haykırmadı. | Open Subtitles | لم تصرخ أبدا بإسمي كما قالوا أنها فعلت في المحاكمة |
| Sanal takılan kızlardan değilim ama dışarı çıkmam gerek, söyledikleri gibi. | Open Subtitles | اقصد.. انا لست حقا من ذاك النوع من الفتيات الذين يتواصلون على الانترنت ولكن يجب ان اخرج كما قالوا |
| söyledikleri gibi yapmasaydım, onlar beni öldüreceklerdi! | Open Subtitles | لايمكنني المساعدة بذلك! كانوا سيقتلونني إذا لم أعمل كما قالوا! |
| Tıpkı söyledikleri gibi oluyor. | Open Subtitles | كما تنبئوا تماماً. |
| Yapmamız gereken şey, saygıyla ve Sağlık Medya İşbirliği gibi örneklerden ilham alarak eleştirel düşünce değerlendirmesi yapmaktır. Süper kahraman filmlerinde söyledikleri gibi, iyilik için gücümüzü kullanalım. | TED | ما يتعين علينا القيام به هو التعامل مع التفكير النقدي بإحترام و أن نستوحي من الأمثلة مثل مافعل معهد التعاون الصحي في الأعلام. وكما يقولون في أفلام الأبطال الخارقة، دعونا نستخدم قوتنا من أجل الخير. |