| Keşke bu adam başkalarının söylediklerine kulak veren biri olsaydı, ama değil. | Open Subtitles | أتمني لو كان ذلك الرجل يهتم بما يقوله الآخرون, ولكنه ليس كذلك |
| İnsanların söylediklerine inanmamalısın. Ben inanmam. | Open Subtitles | لا ينبغي أن تصدق كل ما يقوله الناس فأنا لا أفعل |
| Şey, son söylediklerinden pek bir şey anlamadım ama diğer söylediklerine gelirsem Baba o kadar da haksız sayılmaz. | Open Subtitles | حسناً، لست متأكّده جداً مما قاله في النهاية هناك بقدر ما أن الأمور الأخرى صحيحه، أبّي أنه ليس مخطئاً |
| İkimiz yalnızdık. söylediklerine kanıtım yok. | Open Subtitles | لم يكن معنا أحد آخر ليس لدي إثبات على ما قالته لي |
| Hey, söylediklerine göre, eğer dünyanın sonu gelirse sen, hamamböcekleri ve Han Na, yalnızca üçünüz hayatta kalacaksınız. | Open Subtitles | يـاه ,وفقاً لكلامك لو كانت هناك كارثه ارضيه سوف يكون هناك الصراصير و انت و هان نا ثلاثتكم ستبقون على قيد الحياة |
| söylediklerine inanamıyorum. Ne dediğini duyuyor musun? | Open Subtitles | لا أستطيع أن أصدق ما تقولينه هل تسمعين ما تقولينه ؟ |
| Ama eğer kötü biriysen, Tanrı söylediklerine dahi kulak asmazmış. | Open Subtitles | لكن إن كنت سيء فإن الرب لن يسمعك أو يسمع كلامك |
| Sana kızımın yanında söylediklerine dikkat etmeni söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تنتبه لألفاظك أمام إبنتي. |
| Neyin peşinde olduğunu bilmiyorum ama söylediklerine inanma. | Open Subtitles | أنا لا أَعْرفُ ما الذي خلفه، و لكني لا أصدق ما يقوله |
| Bilemiyorum hiçbir şekilde söylediklerine inanmadığımı söylemek istemiyorum, ama gerçekten bilerek yaptığına ikna olmadım. | Open Subtitles | أعرف أولا ليس تماما لن أقول ، وأنا لا اصدق فيما يقوله |
| Ve kulaklarına fısıldadığı zaman, dinlememek çok zordur, onun söylediklerine inanmadığın zaman bile. | Open Subtitles | من الصعب ألا تصغين حتى مع عدم تصديقك لما يقوله |
| - söylediklerine inanıyorum. - Hayır, hayır. Bir sürü boş laf. | Open Subtitles | أصدق ما قاله كلا , كلا مجرد الكثير من الكلمات |
| Tommy'nin az önce bana söylediklerine inanamıyorum. | Open Subtitles | ما قاله تومي لي توا لا استطيع لا استطيع ان اصدق ما قاله تومي لي توا |
| Dooku'nun, Sidious'un senatoyu kontrol ettiği hakkında söylediklerine inanıyor musunuz? | Open Subtitles | أتصدق ما قاله الكونت دوكو عن إن الكونت سيديوس يسيطر على مجلس الشيوخ؟ |
| Umarım o sürtüğün söylediklerine inanmamışsındır. | Open Subtitles | لا أستطيع مساعدتك، آمل أنك لم تصدّقي ما قالته تلك العاهرة. |
| Kardeşinin mide ağrısı hakkında söylediklerine kulak asmadım. | Open Subtitles | لم أهتم على الإطلاق بم قالته أختك عن ألم معدتها |
| söylediklerine dikkat et Kasap. söylediklerine dikkat et. | Open Subtitles | انتبه لكلامك ،ياجزار انتبه لكلامك |
| söylediklerine dikkat et. | Open Subtitles | فقط احترس لكلامك ماذا؟ ؟ |
| Bu söylediklerin 20 yıl önce söylediklerine çok benziyor. | Open Subtitles | كلامكُ يشبه ما كنتِ تقولينه منذ عشرين سنة مضت |
| söylediklerine dikkat et. | Open Subtitles | راقب كلامك , انها فقط 12 سنة 325 00: 13: 47,683 |
| Sana kızımın yanında söylediklerine dikkat etmeni söyledim. | Open Subtitles | أخبرتك أن تنتبه لألفاظك أمام إبنتي. |
| söylediklerine dikkat et yoksa seni onunla yalnız bırakırım. | Open Subtitles | راقب لسانك أو سوف أترك لكم وحده معها. |
| Annenin söylediklerine kıyasla senin söylediğin her şey beni üç kat daha yaralıyor. | Open Subtitles | بشأن ما قالته والدتك كل كلمة تقولها لي تجرحني ثلاثة اضعاف أكثر |
| Onların söylediklerine uy. | Open Subtitles | افعل ما يقولانه لك |
| Üçünüzü de götürsem nasıl olur? Harika. Akşam yemeğinde benle ilgili söylediklerine inanamıyorum. | Open Subtitles | حسناً ماذا عنكن أنتن الثلاثة؟ لا أستطيع أن أصدق ما قلتهِ عني في العشاء أمس |
| O şamanın söylediklerine bakarsak onun bakış açısına göre hayaletler ölmüş kişilerin ruhlarıdır. | Open Subtitles | ممّا قالهُ الشامان لك، وجهةُنظرهِ، أنّ الأشباح هيَ أرواح الناس الذين لقوا حَتفهم، أليسَ كذلك؟ |
| söylediklerine göre. | Open Subtitles | بحسب أقوالهم |
| Onun az önce söylediklerine nasıl ilave etmek oluyor bu? | Open Subtitles | كيف هذا يعتبر بناءاً على ما قال للتو؟ |