|                Ve çiftçi der ki; 'İyi mi kötü mü, Söylemek zor.'                 | TED |                 فقال المزارع " جيد أم سيء؟ ، من الصعب القول ".                 | 
|                Bunu Söylemek zor, efendim. Her birinin kendine özgü üstünlükleri var..                | Open Subtitles |                 من الصعب القول سيدي كُلّ منهم له طريقِتهم الخاصِة                | 
|                Bunu Söylemek zor, ama paraya da ihtiyacın var, değil mi?                | Open Subtitles |                 إنه من الصعب قول ذلك ولكن أنت بحاجة للمال . صحيح                | 
|                Aslına bakarsan neyin kime ait olduğunu Söylemek zor ben de bu nedenle hepsini götürmeye karar verdim.                | Open Subtitles |                 حسناً .. من الصعب معرفة ما لي وما لك لذلك قررت ان اخذ كل شيء                | 
|                Bu altısından hangisinin ölümcül yara olduğunu Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 من الصعب الجزم, أي من تلك الجروح الستة كان الجرح القاتل                | 
|                Bunu Söylemek zor, hanımefendi.                | Open Subtitles |                 سيدتي، يصعب الجزم بذلك.                | 
|                Kaza olduğunu Söylemek zor bu şey doğada bulunmuyor.                | Open Subtitles |                 يصعب القول أنه عرضي، فهذه المادة لا توجد في الطبيعة.                | 
|                Bunu Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 من الصعب تحديد ذلك بين الـ 5 و الـ 15 سنة                | 
|                Söylemek zor. Bir yerlerde enfeksiyon kapmış olabilirsiniz.                | Open Subtitles |                 من الصعب القول , من الممكن أن يكون لديك عدوى سيئة بمكان ما ً                | 
|                Bir kiralık katil olarak geçmişine bakılırsa kaç hasmı var Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 نظرا لتاريخه كمنفذ من الصعب القول كم عددهم                | 
|                Sesi kulağıma gayet güçlü geliyor ama, yüzünü göremedikten sonra bir şey Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 عندما اسمع صوتهاا اراها قوية لكن من الصعب القول عندما لا ترين وجههااا ..                | 
|                Onu Söylemek zor. 6.30 sularında bir silah sesi duydum. Korudan geldiğini düşündüm ve bu da olağandışı değil.                | Open Subtitles |                 من الصعب قول ذلك، ولكن في السادسة والنصف سمعت إطلاق نار في الغابة                | 
|                Hiçbir deneğin hayatta kalmadığını göz önüne alırsak bunu Söylemek zor. - Yaşadığımız sorun hep...                | Open Subtitles |                 من الصعب قول هذا بإعتبار أن التجربة ظَلت حية.                | 
|                Bu ismi siz verdiniz ama hangisinin önce olduğunu Söylemek zor tabii.                | Open Subtitles |                 فسوف تطلق عليه هذا الاسم و لكن من الصعب معرفة أيهما جاء أولاً                | 
|                Sana sahte sakal ve güneş gözlüğü takalım aradaki farkı Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 ضع لحية زائفى عليك مع نظارات شمسية و سيكون من الصعب معرفة الفرق.                | 
|                Ne zamandır taze olduğunu Söylemek zor ama yeraltı piyasasında, adamıma göre...                | Open Subtitles |                 من الصعب الجزم بذلك لأنه شيء مهم ...و لكن صديقي أخبرني أنه في السوق السوداء                | 
|                - Nadir bir rengi var ama ne kadar orijinal olduğunu Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 لون غير عادي من الصعب الجزم من مدى ...لونها الأصلي، ومدى                | 
|                Bilmiyorum, Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 لا أعلم، يصعب الجزم بذلك.                | 
|                Sorunun ne olduğunu bilmiyorlar. O yüzden Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 حسناً يجهلون مابها لذا يصعب القول                | 
|                -Paha biçilmez olduğu düşünülünce, Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 من الصعب تحديد ذلك إذ إنه لا يقدر بثمن من جميع النواحي                | 
|                Söylemek zor. 24 ile 48 saat içinde her şey olabilir.                | Open Subtitles |                 من الصعب أن أقول , لكنه يستغرق من أي مكان زمناً بين 24 ساعة إلى 48 ساعة أو هكذا                | 
|                Şu anda Söylemek zor, ama bir envanter hazırlamaya çalışıyoruz.                | Open Subtitles |                 صعب التحديد في هذه النقطة لكننا نقوم بأفضل جهودنا في الجرد                | 
|                Bunu Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 -هل سيصارحك؟ -أتدري؟ صعب القول                | 
|                Şu an kesin bir şey Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 حسناً، يصعب تحديد هذا في الوقت الراهن.                | 
|                Ama burdan onları mahkum mu edeceklerini yoksa sadece köle mi yapacaklarını... Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 يصعب معرفة الأمر من المشهد إن كانوا قبضوا عليهم كرهائن أم استعبدوهم                | 
|                - Böyle şeyleri Söylemek zor.                | Open Subtitles |                 من الصعب الحديث في هذه الأشياء                | 
|                Başka ne olduğunu Söylemek zor çünkü denizdekiler bayağı aktifmiş.                | Open Subtitles |                 من الصّعب القول ما هي الصدمات الأخرى المتواجدة هناك فلنقل أن الحيوانات البحريّة كانت نشطة                |