| Şimdi, sizin yedi basamaklı sayınızla başlayalım, herhangi altısını söyleyin lütfen. | TED | إذاً، سنبدأ برقمك ذو السبع خانات، قل أي ست خانات رجاءاً. |
| Yedi basamaklı bir sayınız var, herhangi altısını söyleyin lütfen. | TED | لديك رقم من سبع خانات، قل أي ست خانات رجاءاً. |
| Sizden bana ne söylemenizi istediyse onu söyleyin tamam mı? | Open Subtitles | أخبريني ما أخبرك به لتخبريني به سوف نأخذه من هناك،حسنا؟ |
| söyleyin bana neden bu şehri yakıp içindeki herkesi öldürmeyeyim! | Open Subtitles | أخبروني لم لا أحرق هذه المدينة وأقتل كلّ من فيها. |
| Onun canını yakabilir miyim? Lütfen! Onun canını yakabileceğimi söyleyin bana! | Open Subtitles | هل بإمكاني أن آذيه ، أرجوك أخبرني انه يمكنني أن آذيه |
| Önce ne iş yaptığınızı söyleyin sonra ben karar vereyim. | Open Subtitles | لا يمكنني ذلك اولاًً اخبرني عن طبيعية عملك وبعدها سأقرر |
| Eğer işe yaramazsa karısı ve çocuklarının peşine düşeceğimi söyleyin. | Open Subtitles | وإذا لم يحدث هذا أخبره أنني سأهتم بزوجته و أطفاله |
| Eski bir sınıf arkadaşıma iyilik olarak lütfen bu adamın kim olabileceğini söyleyin. | Open Subtitles | كخدمة إلى زميل قديم فى صفك أرجوك أخبرنا من يكون هذا الرجل |
| Ve ona artık annesinden para isteyen insanlar konusunda endişelenmesine gerek olmadığını söyleyin. | Open Subtitles | و أخبريه أن والدته ليس عليها أن تقلق أن تسأل الناس لإقتراض المال |
| Sonraki duraktan önce bana kendinizle ilgili üç şey söyleyin. | TED | قل لي ثلاثة أشياء عنك قبل الوصول إلى المحطة التالية |
| Uygunsuz bir sorumuz olursa söyleyin efendim, hemen geri alalım. | Open Subtitles | أحد أسئلتي خارج المسار قل فقط كلمة الرفض وسوف أسحبه |
| Eğer benden önce görürseniz, lütfen ona geri döndüğümü söyleyin. | Open Subtitles | إذا رأيته قبلي من فضلك قل له أنا في المدينة |
| - söyleyin sevgili İnes, yolda gelirken sol tarafta gördüğüm, bir bahçıvan kulübesi, öyle değil mi? | Open Subtitles | أخبريني إنيس العزيزة أكانت تلك سقيفة البستاني التي رأيتها بالخلف؟ |
| Borcumu söyleyin. | Open Subtitles | أخبريني بكم أنا مدين لك و سوف أكون سعيدا لو |
| Beyler ben hiçbir şey bulamadım. Bir şeyler bulduğunuzu söyleyin. | Open Subtitles | ليس لديّ معلومات هنا يا رفاق أخبروني أنّ لديكم شيء |
| Eğer ölümle karşı karşıyayken sükunetin nasıl sağlandığını bulursanız lütfen bana da söyleyin. | Open Subtitles | إذا استطعت أن تجد الصفاء وأنت في مواجه الموت المؤكد رجاءاً أخبرني بذلك |
| Tutku duyduğunuz bir konu, hikayesini anlatmak istediğiniz bir insan, hatta kendi fotoğraflarınız... bana neyi savunduğunuzu söyleyin. | TED | فعل عواطفك حول الشخص الذي تريد حكاية قصته. او حتى صورك الخاصة اخبرني مالذي تريده |
| Ona 2 km. kareden daha büyük bir alanı boşaltmasını söyleyin. | Open Subtitles | أخبره أنّ عليه إخلاءَ منطقةٍ أوسع بكثير مِن شعاع ميلٍ واحد. |
| - Bakın cesetlere, bildiklerinizi söyleyin. | Open Subtitles | تعاون ، إنظر إلى الجثث و أخبرنا هل تعرفهم أم لا |
| Uyandığında, çok şanslı bir adam olduğunu düşündüğümü söyleyin ona. | Open Subtitles | حسناً,عندما يستيقظ أخبريه أنى أظنه رجل محظوظ جداً |
| Tamam, yerel yetkilileri bilgilendirin. Gaz kaçağını tamir ettiğinizi söyleyin. | Open Subtitles | أبلغي السلطات المحلية أخبرهم أن تسرب الغاز قد تم إصلاحه |
| Ona Paul Briggs ile ilgili olduğunu ve önemli olduğunu söyleyin. | Open Subtitles | قولي له انه يتعلق ب بول بريجز و انه مهم جدا |
| Albay, sadece şunu söyleyin özgürlüğümüzü kazanmak için ne yapmamız gerekiyor? | Open Subtitles | أخبرنى فقط يا كولونيل ما يجب أن نفعله لتمنحنا حريتنا ؟ |
| - Ne? - Lütfen, sadece söylemeniz gereken kişilere söyleyin. | Open Subtitles | أخبروا من يلزم, لا أريد أن أكون مسؤولاً عن الرعب |
| Gallo'ya söyleyin biri hariç tüm nükleer denizaltılar üsse döndü. Ohio sınıfı, Clayton. | Open Subtitles | أخبري غالو أن جميع الغواصات النووية عادت جميعها إلى القاعدة ماعدا واحدة أوهايوكلاس،الكلايتون |
| - Bay Sartain'e işin bittiğini söyleyin. - Paramız nerede? | Open Subtitles | اخبر السيد سولتين ان الصفقة قد تمت والآن اين نقودنا |
| O zaman bana içinizden hanginizin endişe, hanginizin acı duymak istediğini söyleyin. | Open Subtitles | إذًا أخبراني أيكما يريد أن يشعر بالتعاطف، وأيكما يريد أن يشعر بالألم |