| Benzer şekilde uzak olan politikacıların sözleriyle sonlandırmama izin verin. | TED | واسمحوا لي أن أنهي بكلمات من السياسييّن الذين كانوا فعلا متباعدين. |
| Bu yüzden sizden tek istediğim, ailesinin acısına saygı duyup hasta genç bir adamın sözleriyle sansasyon yaratmamanız. | Open Subtitles | لذا أطلب منكم جميعاً أن تحترموا حُزن والديه بألاّ تهولوا المشاعر .بكلمات شاب مريض |
| Tek bir sorun vardı. Savunmaya kendi sözleriyle başlamamıştı. | Open Subtitles | ولكن كانت هناك مشكلة واحدة، لم تكن كلماته أصلاً |
| Onun sözleriyle gürültü yapma şimdi. | Open Subtitles | كلماته احدثت صخبا في ذلك الوقت فما بالك الأن اليس كذلك ؟ |
| Aktör sözleriyle ne anlatırsa, dansçı da vücuduyla onu anlatır. | Open Subtitles | الراقص يعبر بجسمه ما يعبر به المثل بالكلمات |
| - Ya bana sözleriyle zarar verirse? | Open Subtitles | ماذا لو انها ستؤذيني بالكلمات ؟ |
| Tam onun sözleriyle, Nora Brent size ne söylemişti? | Open Subtitles | بكلماتها الصحيحة، ماذا أخبرتك "نورا برينت" أيها الشرطي؟ |
| Chuck D'nin ölümsüz sözleriyle, | Open Subtitles | في الكلمات الخالدَة لتشاك دي |
| Ve sonra kuş yeni sözleriyle "Gece hayatını severim" şakıdı. | Open Subtitles | ثم غنى الطير " أحب حياة الليل" بكلمات جديدة |
| Benimle insan sözleriyle konuş. | Open Subtitles | فقط كلمني بكلمات بشر |
| Bakın, büyükbabamın sözleriyle: | Open Subtitles | سأجيبك بكلمات جدي، موافقة؟ |
| Doug McClain'in son sözleriyle başlayalım. | Open Subtitles | لنبدأ بكلمات " داغ ماكلين " الأخيرة |
| ABD Elçiliği dışında toplanan göstericiler yeni liderlerinin sözleriyle coşarak ABD destekli terörizm olarak adlandırdıkları olaya karşı sert tedbirler alınmasını istediler. | Open Subtitles | المحتجين خارج السفارة الأمريكية... يهتفون بكلمات رئيسهم الجديد، ويطالبون بالردّ القوي... على ما يسموه التعامل الفعلي للإرهاب. |
| Gözden düşmüş eski bir avukat, muhtemelen yaklaşan bir testten kaçınmak için, sözleriyle onlarca öğrenciye yastıklarını alıp savaşmaları için ilham verecekti. | Open Subtitles | محام سابق مهان ألهمت كلماته عشرات الطلاب لإمساك الوسائد و البدء بالقتال |
| Şarkı sözleriyle ilgili bir şeyler vardı ama. | Open Subtitles | لكن كان هناك شيء حيال كلماته |
| Onun sözleriyle söylüyorum. | Open Subtitles | حسب كلماته... |
| Vay canına. Şarkı sözleriyle dolu dört peçete. | Open Subtitles | أربع مناديل مليئة بالكلمات |
| Eski sözleriyle. | Open Subtitles | بالكلمات القديمة .. |
| O zaman Don Vito Corleone'nun bilge sözleriyle... | Open Subtitles | إذن بالكلمات الحكيمة لـ(دون فيتو كورليوني)... |
| Trixie onları sözleriyle kesmeyi ögrenecektir. | Open Subtitles | ستتعلم (تريكسي) كيفية القضاء عليهم بكلماتها |
| Şu meşhur Nat King Cole'un sözleriyle sen bir "öngörülemeyensin". | Open Subtitles | في الكلمات المتأخرة, العظيم (نات كنغ كول) "غيبية" هذا ما أنت عليه |