| Bunlardan daha biri sürü var. Görmek ister misin? | Open Subtitles | لدي الكثير منهن، هل تريدين أن تشاهدينهن؟ |
| - Bende her şeyden bir sürü var ama henüz beyaz kartın yok. | Open Subtitles | لدي الكثير من كل شيء. لكنك لم تحصلي على تصريج بعض. |
| Başkentte bunlardan bir sürü var. | Open Subtitles | أعلم أنها ليست من رشاش آيه كيه 47 يوجد الكثير منها في واشنطن |
| Kalede bir sürü var, 4 litresi bir peni tabii orada istenmiyorsanız... | Open Subtitles | يوجد الكثير منه في القلعة غالون ببنس واحد ما عدا ذلك لا مرحباً بك هناك |
| Yani, ben sadece bir tablo alacaktım,sizde bir sürü var. | Open Subtitles | أترى , لقد اخذت لوحة واحدة فقط وانت لديك الكثير |
| Onlardan bi sürü var yeterli hemşire yok doktor yok, zaman yok ama bir sürü bilgisayar var | Open Subtitles | لدينا الكثير من هؤلاء و لا يوجد مايكفي من الممرضات لا أطباء كفاية, لا وقت كفاية و الكثير من الآلات |
| Scott'un millerinden kullanırız. Bir sürü var. | Open Subtitles | يمكننا استخدام أميال سكوت لديه الكثير *أميال مجانية* |
| Oh, onlardan da elimde bir sürü var. Biliyorum,biliyorum.Ama sonra... | Open Subtitles | أنا لدي الكثير منهم اعلم اعلم .."ششــ" .. |
| O şeylerden bende bir sürü var. | Open Subtitles | انا لدي الكثير من هذه الاشياء. |
| Git biraz şeker al hadi. Bir sürü var orada. | Open Subtitles | - اذهب واجلب بعضاً من الحلوى يوجد الكثير منها هناك |
| Daha çok faks makinesi lazımsa, gidip kestirdiğim depoda bir sürü var. | Open Subtitles | إن أردتم آلات فاكس إضافية يوجد الكثير منهم في غرفة التخزين حيث أقضي غفواتي هناك |
| Bu sıralar, onlardan sizde bir sürü var gibi, Bay Ancelet. | Open Subtitles | يبدو أن لديك الكثير من هؤلاء في الآونة الأخيرة سيد أنسيلوت |
| Oraya enkaz bir sürü var. Bunu temizlemek zorunda gidiyorum. | Open Subtitles | لديك الكثير من الحطام في الداخل، سأضطرّ إلى تنظيف ذلك. |
| Ben iyiyim, ama biz yardıma ihtiyacım çocuklar bir sürü var. | Open Subtitles | أنا كما يُرام، ولكن لدينا الكثير من الرفاق، الذين يحتاجون إلى المُساعدة. |
| Onlardan bir sürü var. | Open Subtitles | حسناً ، لدينا الكثير من هؤلاء لكن ما ليس لدينا |
| Onun olduğunu düşündüm, ofisinde bir sürü var. | Open Subtitles | اظن انه هو، لديه الكثير في مكتبه |
| Ayrıca ocakta daha bir sürü var. | Open Subtitles | أجل, وهناك الكثير من الدجاج المتبقي في الفرن |
| Bir sürü var. | Open Subtitles | معى الكثير لكم |
| Burada bir sürü var. | Open Subtitles | هناك مجموعة منها هنا |
| Bir sürü var. | Open Subtitles | نعم، لدى الكثير ولكن أوراق مالية وليس قطع معدنية |
| Tabi ki, bilgisayarımda bir sürü var. | Open Subtitles | بالطبع, لدي العديد منهم على حاسوبي المحمول |
| Bunlardan bir sürü var. Hoş değil mi? | Open Subtitles | انها حزمة منهم رائعين اليس كذلك؟ |
| Mutfakta bir sürü var. İstediğin kadar al. | Open Subtitles | اجل، ثمة الكثير منه في المطبخ، فاشرب قدر ما تشاء |