| Sanırım, erkek arkadaşın sana sürpriz yapmak istemiş. Masanda. | Open Subtitles | يبدو ان صديقك يود مفاجئتك انها على المكتب |
| Bu akşam döneceğimi sanıyordu, Sadece ona sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | كانت تظنني سأعود الليلة, فقط.. فقط أردت مفاجأتها |
| Babanın kamyonetini görmedim, bu yüzden sana sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | لم أرى شاحنة والدك هنا لذلك ظننت أنه يمكنني مفاجأتك |
| - Çünkü 'Bugün yıldönümümüz, ona sürpriz yapmak istiyorum' dedim. | Open Subtitles | لأنني أخبرتها أنها ذكرانا وأنني أردتُ أن أفاجئك |
| Geçen gece için sürpriz yapmak istemiştim. Bir yıldönümü hediyesi. | Open Subtitles | أردتها أن تكون مفاجأة في الليلة الماضية هدية الذكرى. |
| Özel bir ilişkimiz vardı, ona sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | كان بيننا علاقة خاصة وأردت مفاجأته |
| Çok heyecanlanmıştım... ve eve erken gelip sana sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | و كنت متحمسة جداً و كنت سأرجع المنزل مبكراً لأفاجئك بهم |
| Kaydederek sana sürpriz yapmak istedik. | Open Subtitles | اردنا مفاجئتك يا كيرتس و لهذا سجلناها اولا |
| Kara size sürpriz yapmak istemişti ama Batı National Şehri Bankası'nda çalışan arkadaşına haber vermek zorundaydı önce. | Open Subtitles | كارا أرادت مفاجئتك, لكن كان يجب عليها أن تخبر صديقها الذي يعمل في بنك البلدة الوطنية الغربي. |
| Öğle yemeği için sürpriz yapmak istedim. Sürpriz! | Open Subtitles | لقد أردت مفاجئتك على الغداء مفاجئة |
| Marnie son zamanlarda biraz gergin bu yüzden ona küçük bir sürpriz yapmak istiyorum. | Open Subtitles | مارنيلقدكانت على الحافة في الآونة الأخيرة و أنا فقط أريد مفاجأتها بشيء جميل. |
| Ona kahvaltı ve davetiyeyle sürpriz yapmak istemiştim. Gazete gibi yolladım. | Open Subtitles | كنت أود مفاجأتها بالإفطار وذلك الإعلان الذي أرسلته للجريدة |
| Dairene geldim çünkü sana sürpriz yapmak istedim, James'e değil. | Open Subtitles | كلوي اتيت الى شقتك لأنني أردت مفاجأتك وليس جيمس |
| Sana sürpriz yapmak istedim ama yüzünden anladığım kadarıyla-- | Open Subtitles | عندها فكرت في أن أفاجئك ولكن من هذه النظرة على مُحياك |
| Seni karşılayamadığım için kusura bakma ama sana mumlarla ve... bu romantik ortamla sürpriz yapmak istemiştim. | Open Subtitles | أنا أسف أننى لم اخبرك ولكنى اردت أن تكون مفاجأة مع هذه الرومانسية والشموع |
| Ona sürpriz yapmak için erken geldim. | Open Subtitles | عدت إلي المنزل مبكرا من أجل مفاجأته |
| Dün gece neredeyse sürpriz yapmak için geliyordum ama yol çok uzun gözüktü. | Open Subtitles | كدت آتي إليك لأفاجئك ليلة أمس. لكنني كنت متعبة على أن أقود كل هذه المسافة. |
| Sana Sevgililer Günü'nde sürpriz yapmak için çıplak vücuduma sermiş olduğum suşiyi. | Open Subtitles | السوشي الذي أنتشر على جسمي العاري كمفاجأة عيد الحب |
| Teşekkürler ee, Matt Ben sadece oğlum Jim e bir sürpriz yapmak istedim | Open Subtitles | شكرا يا مات أنا هنا لكى افاجئ ابنى جيم |
| Şehirdeymiş, uğramak ve ona sürpriz yapmak istemiş... | Open Subtitles | وكان في المدينة، وزيارة، وأراد أن مفاجأة له، |
| Aslında sana sürpriz yapmak istemiş. | Open Subtitles | ، ذهبتما إليه في أول عطلة لكما أراد فعلاً أن يفاجئك |
| Küçüklüğümden beri bu resme bayılırım ben de sana sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | طفلة كنت منذ الصورة هذه أحببت لقد أفاجئكِ أن وأردت |
| Sana sürpriz yapmak istedmişti, ama sen beni buraya getirince. | Open Subtitles | أرادتْ مُفَاْجَئتك لَكنَّك جَلبتَني هنا |
| Bana sürpriz yapmak için bir şey dememişsin. | Open Subtitles | لم تخبرني بأي شيء، لأنك اردت مفاجئتي! |
| Bütün gece çalıştım çünkü banyoda küçük bir sızıntı daha buldum ve sana sürpriz yapmak istedim. | Open Subtitles | لقد عملت خلال الليل لأنّني وجدت تسرّبا صغيرا آخر في حمامكِ. وأردت مفاجأتكِ. |