| Aslında toplam kapasiteyi belirlerken bu sürtüşme insanın gücünden ya da makinenin gücünden daha önemlidir. | TED | في الواقع، هذا الاحتكاك أكثر أهمية من قوة الإنسان أو قوة الآلة في تحديد القدرة الإجمالية. |
| Süreç daha iyi oldukça, sürtüşme de azalıyor. | TED | كلما كانت العملية أفضل، كان الاحتكاك أقل. |
| Sadece daha iyi olacağını düşündüm, hepsi bu. Fazla sürtüşme olmaz. | Open Subtitles | قد تصبح الأمور أفضل هكذا، إن يقل الاحتكاك بيننا |
| Devriyeler, aralarında bir sürtüşme olduğunu söylüyorlar. | Open Subtitles | الشرطة الداعمة تقول كان هناك بعض الاحتكاك |
| Aralarında bayağı sürtüşme vardı. | Open Subtitles | لقد كان هنا الكثير من الاحتكاك بينهم |
| Süreçteki sürtüşme, insanları, PDF dosyalarını ve sebatı kullanan bir operasyonel zaman diliminde anlamlı sonuçlar yaratmadı. | TED | الاحتكاك في هذه العملية لم يسمح لنا بالوصول لنتائج ذات مغزى في الحيز الزمني العملي، بالاستعانة بالإنسان ، ال PDF والمثابرة وحدها. |
| sürtüşme araştırmayı geliştirir. | Open Subtitles | الاحتكاك من شأنه تحسين العمل. |