| sığınağa giden yolu göster ve kendini bir sürü dertten kurtar. | Open Subtitles | أرينا الطريق إلى المخبأ ووفري على نفسكِ الكثير من الأسى |
| İlk kez sığınağa girdiğimde bana güvenilir gelmedi. | Open Subtitles | فى البداية ركضت نحو المخبأ لكن ما أن وصلت اليه حتى لاحظت أنه لا يمكن الأعتماد عليه اذ كان ضيقاً وضعيفاً |
| Bilirsiniz, 50 metre uzun bir mesafe olabilir, eğer tamamen açıkta iseniz, ama sığınağa varmayı başardık. | TED | كما تعلمون 50 مترا يمكن أن تكون مسافة طويلة إذا كنت مكشوفا تماما. لكننا تمكنا من الوصول للملجأ. |
| Teğmenden kıdemli bütün subaylar sığınağa! Çabuk! Çabuk! | Open Subtitles | كل شخص فوق رتبة ملازم يذهب إلى ملجأ الحماية من القنابل |
| 17. günde, sığınağa ulaştılar. | TED | في اليوم السابع عشر، قاموا بالحفر داخل الملجأ. |
| Acele et hayatım, hemen iç dolguya ya da sığınağa gel! | Open Subtitles | أسرعِ يا عزيزتي عودي إلى الملجأ أو المأوى |
| Japonlar her yerde. sığınağa gitmek için artık çok geç. | Open Subtitles | اليابانيين بكل مكان، لم يعد بإمكاننا الذهاب للمأوى. |
| Cesedin yanındaydım. Mueller'i sığınağa gidene kadar görmedik. | Open Subtitles | لقد كنت مع الجثه ولم نرى مولار حتى عدنا الى المخبأ |
| Novgorod şehrinde 21 numarada bir sığınağa girip oradaki şişeleri almalısınız. | Open Subtitles | أريد أن تذهب إلى المخبأ في 21 نوفجورود وتحضر لي المزيد من الزجاجات |
| sığınağa girersek, sıvıya izleme aygıtı yerleştirebiliriz. | Open Subtitles | .. إذا إخترقنا المخبأ يمكننا زرع جهاز تتبّع على إحدى قوارير السوائل |
| Sizi hemen sığınağa götürmeliyiz. | Open Subtitles | نحن بحاجة إلى أخذك للملجأ بأسرع وقت ممكن |
| Bir babun* ve birkaç devekuşu görmek için sığınağa gitmenin iyi bir fikir olduğunu düşündüğüme inanamıyorum. | Open Subtitles | لا أُصدق بأنّي فكرة الذهاب للملجأ فقط لرؤية شخص يكشف عن مؤخرته.. ومجموعة من الحُزناء كانت فكرة جيده |
| Tüm saldırılar boyunca hiç yardımınız olmuyor. Sadece o sığınağa gidip yaşıyorsunuz. | Open Subtitles | لا فائدة منكما عند الغارة كأنما تعيشان في ملجأ و أنا من يهتمّ بكلّ مافيه |
| Biz bunu çözene kadar onu yine sığınağa götürmek istiyorum. | Open Subtitles | أنا أودّ أن أعيده إلى ملجأ حتى نحن يمكن أن ننظّم هذا. |
| Bu yüzden olabildiğince çabuk şekilde Wilhelmstrasse'yi geçeceğiz ve Kaiserdorf Metro İstasyonu'ndaki sığınağa gideceğiz. | Open Subtitles | لذلك علينا أن نقطع ويلهمستراس بأسرع وقت. إلى الملجأ في محطة المترو كاسيردورف. |
| Metropolis halkı acilen sığınağa gitmeleri konusunda uyarıldı. | Open Subtitles | وحذر سكان متروبوليس لاتخاذ المأوى الفوري. |
| Ve o eskiden temizlenmek istediğinde o sığınağa giderdi. | Open Subtitles | وكانت تذهب للمأوى وتحاول تنظيفه |
| Toz ve dumanın ötesini görmeye çalışırken, yaralılara yardım etmek için elinizden geleni yapıp yakındaki bir sığınağa doğru emekliyorsunuz. | TED | وبينما تجاهد لترى عبر الغبار والدخان، تفعل مافي وسعك لتساعد الجرحى لتزحف بعد ذلك إلى مخبأ قريب. |
| - sığınağa girme vakti geldi. | Open Subtitles | لقد حان الوقت لدُخُول المخبأِ. |
| Bu koridor binanın altındaki bir sığınağa çıkıyor. - Onları elinden geldiğince oyala. | Open Subtitles | هذا الرواق يؤدي للقبو أسفل المبنى قم بصدهم بقدر المستطاع فحسب |
| Bayanlar ve baylar, bir sızıntı sebebiyle tüm ziyaretçilerimiz derhal sığınağa gitmelidir. | Open Subtitles | سيداتي سادتي نظراً" "لحالة هروب غير طبيعية ينبغي على جميع الضيوف" "الإحتماء فوراً |
| Kıymetli şeyleri al, kardeşlerini uyandır, sığınağa gidiyoruz. | Open Subtitles | خذي كل شيء قيم، أيقظي أخوتك وأخواتك سنذهب إلى ملاذ آمن. |
| Ya, çok gizli bir sığınağa erişim şansı olmayan insanlar? | Open Subtitles | عن الناس الذين لا يستطيعون الوصول لملجأ سري تحت الأرض للحماية؟ |
| Onları sığınağa geri götüremeyiz. | Open Subtitles | لن نعيدهم إلى الغرفة المحصّنة أبدًا الآن. |
| Biz aa, sığınağa gidiyorduk. Bu parti yiyeceklerini dağıtmak için. | Open Subtitles | كنا ذاهبين لأعطاء الملجئ طعام الحفلة |
| sığınağa geri dönelim numarayı izlemeye alayım. | Open Subtitles | دعونا نذهب للمخبأ لتتبع هذا الرقم. |