| Onu dolandırdığımı zannetmesini sağladım... hemen o da beni dolandırmaya başladı. | Open Subtitles | جعلته يظن أنني كنت أحاول أن أخدعه وأنه قلب الطاولة علي |
| Vücudunun Nathan olduğunu sanmasını sağladım. Senin şekil değiştirmen gerisini halledecekti. | Open Subtitles | لقد جعلت جسدك يعتقد أنها ذكرياتك وتكفلت قدرتك بالتحول على الباقي |
| Gördün mü, onun buradan eli boş Çıktığını düşünmesini sağladım. | Open Subtitles | أترين، زرعت الفكرة التي جعلتها تعتقد أنها خرجت خالية اليدين |
| -İlk vakanın ilginç olmasını sağladım. | Open Subtitles | حرصت على أن تكون أولى حالاتك مثيرة للاهتمام |
| O yemek için çok uğraştım. Her şeyin mükemmel olmasını sağladım. | Open Subtitles | تعبت كثيراً لاعداد هذه الوجبة تأكدت أن كل شيء مثالي |
| Yaklaşamadın bile. Ve ben senin güçlü olmanı sağladım. Seni özel biri yaptım. | Open Subtitles | لم تكوني حتى قريبة من هذا، وأنا صنعت منك إمرأة قوية، جعلتك مميزة |
| Ama midendeki kelepçeyi aldırdım ve sevdiğim şirin adam olarak kalmanı sağladım. | Open Subtitles | لكنّي جعلتهم يفكون ربطة معدتك و يرجعونك إلى الرجل الجميل الذي أحبّه |
| Onun güçlerini almasını, seni zayıflatmasını sağladım. | Open Subtitles | لقد جعلته يسلب قدراتكُنَّ، ليجعلكُنَّ ضعيفات |
| İşte izle. - Daireler çizmesini sağladım. | Open Subtitles | إنظرى إلى هذا لقد جعلته يدور فى دوائر مفرغة |
| Yemekten sonra, Full Metal Jacket* ve Deerhunter*'ı izlemesini sağladım. | Open Subtitles | بعد العشاء, لقد جعلته يشاهد فيلم سترة معدنية كاملة و فيلم صائد الغزلان |
| Hayır. Sadece onu görmeni sağladım. Bu farklı bir şey. | Open Subtitles | لم أفعل، أنا فقط جعلت روزماري تظهر هناك إختلاف، هذا يسمى بالحقيقة |
| Şeyy, bende banyonun limon gibi kokmasını sağladım. Peki nerede benim ödülüm? | Open Subtitles | جعلت لتوي أرضية الحمام تفوح برائحة الليمون ، أين جائزة هذا؟ |
| En azından ben bir şey olmasını sağladım. Eğer sana kalsaydı, avluyu geçmeyi bile asla başaramazdık. | Open Subtitles | على الأقل جعلت شيء يحدث لو كان الأمر عليك لما كنا عبرنا البوابة |
| Daha önce hiç hissetmediğim bir güç hissettim. Gökte dans etmesini sağladım. | Open Subtitles | شعرت بقوة لم اشعر بها من قبل لقد جعلتها ترقص في السماء. |
| O gece tesisatçıya telefon ettirip ondan ve çocuklardan uzakta... tatil yaptığını söylemesini sağladım. | Open Subtitles | تلك الليلة جعلتها تتصل بالسباك وتخبره أنها ستأخذ اجازة منه ومن الأولاد |
| Herkesin valizini hazırladım azık yaptım, biletleri kontrol ettim kimsenin kaybolmamasını sağladım. | Open Subtitles | لقد حزمت أمتعة الجميع أعددت الوجبات الخفيفه تفقدت التذاكر حرصت على الا يضيع احد ومالذي فعلته انت؟ |
| Ve adaletin yerini bulmasını sağladım. | Open Subtitles | و تأكدت تماماً بأنه نال العقاب الذي يستحقه |
| Yüz elli doları kabul etmeni sağladım. | Open Subtitles | لقد جعلتك توافق على مبلغ مائة وخمسين دولاراً فى الأسبوع. |
| Tardis'i bunun için taşımalarını sağladım. Üzgünüm ancak dışarı çıkmalısın. | Open Subtitles | لهذا جعلتهم ينقلون التارديس أنا آسف، لكن يجب أن تخرجي |
| Tanıdıkları araya soktum. Senin yazılarına bakmasını sağladım ve seninle tanışmak istiyor. | Open Subtitles | لا, سحبت بعض الخيوط وجعلته ينظر إلى بعض كتاباتك |
| Annenin gönderdiği video izini sürebilmelerini sağladım. | Open Subtitles | الشريط المصور الذي أرسلته والدتكِ... تأكدتُ من أنّ بالإمكان تعقبه. |
| Birbirinize asla zarar verememenizi sağladım. | Open Subtitles | جعلتُ الأمر بحيثُ لا يمكنكما أن تؤذيا بعضكما أبداً |
| İçinde tek bir nota bile kalmamışken şarkı söylemeni sağladım. | Open Subtitles | لقد جعلتكِ تغنين حين لم تبقى لديكِ نغمات في داخلكِ |
| Çevresel etki raporunun sorun olmamasını sağladım. | Open Subtitles | وتأكدت من أن التقرير البيئي لن يمثل معضلة |
| O yüzden bir-iki düzen kurup yerel polisin onu gözaltına almasını sağladım. | Open Subtitles | قمت بتقييده، وجعلت الشرطة المحلية تحتجزه |
| Böylece fırdöndüyü çıkardım, direğe sıçramasını sağladım. | Open Subtitles | لذا فكيت الحلقة الرابطة وجعلتها تحلق إلى العمود. |
| Olmasını sağladım. | Open Subtitles | حققتُ ذلك |