"sağlayacaktır" - Traduction Turc en Arabe

    • ستوفر
        
    • سيؤمّن
        
    • سيوفر
        
    • سيضمن
        
    • ستساعدك
        
    • ستعطيك
        
    Geçirdiğimiz seanslarda eğlenmiştim ama eminim klinik senin için en iyi bakımı sağlayacaktır. Open Subtitles لقد استمتعتُ بجلساتنا العلاجية معاً لكنني واثقة بأنّ العيادة ستوفر لكَ أفضل عناية ممكنة
    İyice batmanız ve yıldızdan geçerken orada kalmanız durumunda su size yeterli koruma sağlayacaktır. Open Subtitles طالما أنتِ مغمورة وثابتة بالكامل خلال عبورنا بالنجم المياه ستوفر لك حماية كافية
    Bu bize düzgün biçimde enzim sağlayacaktır. Open Subtitles سيؤمّن لنا ذلك دفقًا مستمرًّا من الأنزيم
    Bu ona gerekli olan en üst düzey korumayı sağlayacaktır. Open Subtitles ذلك سيوفر له أقصى حماية ممكن الحصول عليها
    - Biliyorum, Bonnie. Ama burası artık onun için güvenli değil. Ayrılmak ona daha iyi bir hayat sağlayacaktır. Open Subtitles لكن هذه الخضام لم تعُد آمنة له، الرحيل سيضمن له حياةً أفضل.
    Eksik uzantınızın yerine koyduğumuz metal top size normal bir görünüm sağlayacaktır. Open Subtitles إن الكرة المعدنية التي زرعت فيك لتعويض النقص ستساعدك على حفظ مظهر جميل وطبيعي
    Ama sahtekar değilse sorularının cevabı olacak ve tacı giymeni sağlayacaktır. Open Subtitles ولكنها لو تكن كذلك عندها ستعطيك اجابات على اسئلتك وسيحل التاج بين يديك
    Clarice o yetkiyi sağlayacaktır. Onun benim adıma hareket edeceğine güveniyorum. Open Subtitles ستوفر (كلاريس) تلك السلطة أثق بها بالتصرف نيابة عني
    Sohbetiniz hoş bir eğlence sağlayacaktır. Open Subtitles محادثتك ستوفر تسلية لطيفة
    Savaş kesinlikle bunu sağlayacaktır. Open Subtitles الحرب ستوفر ذلك بالتحديد!
    - Buradan bir gün uzaklıkta bir nehir var geniş, rahat her türlü lav akışından koruma sağlayacaktır. Open Subtitles يوجد نهر عريض وهادئ على مسيرة يوم من هنا سيؤمّن لنا الحماية من الحمم
    Vücuduna daha fazla insan genetik materyali vermek sadece retrovirüse daha fazla yakıt sağlayacaktır. Open Subtitles إدخال المزيد من المواد الجينية البشرية... سيؤمّن الوقود للفيروس الرجعي الأمر بمنتهى البساطة
    Bunu yaptım çünkü inanıyorum ki bizim birlikte gelişimiz şahane bir şey bize hepimiz için ödüller ve keyifler sağlayacaktır. Open Subtitles لقد فعلت ذلك لأنني آمنت أننا معاً لهو شيء رائع الذي سيوفر السعادة و المال لجميعنا
    Size güvenle, su götürmez bir şekilde kesin olarak diyebilirim ki şehir konseyi, bunu yapan vahşiyi ele geçirmek için gerekli olan ne kaynak varsa, sağlayacaktır. Open Subtitles وقطعياً وبشكل لا لبس فيه.. بأن المجلس البلدي سيوفر كل ما لديه... من موارد ضرورية لمطارة الحيوان الذي فعل هذا..
    Bu onlara büyük bir yardım sağlayacaktır. Open Subtitles وهذا سيوفر تماما الإغاثة لهم.
    Üç dakika içinde kesin ölüm sağlayacaktır. Open Subtitles سيضمن ذلك الموت المحقق خلال ثلاث دقائق
    Planlanmış ebeveynlik benim randevum bunu sağlayacaktır. Open Subtitles "موعدي في مركز "الأبوة المخطط لها سيضمن لي ذلك
    Topum girmemi sağlayacaktır. Open Subtitles مدفعي سيضمن لي الدخول
    bu senin şirketi rahatlıkla çalıştırmanı sağlayacaktır Open Subtitles هذه ستساعدك فى إدارة الشركة بسهولة
    Sınırdan geçmeni sağlayacaktır. Open Subtitles ستساعدك في اجتياز الحدود.
    Lastik paspasa eklenmiş, patlayıcı kordon, gereken patlamayı sağlayacaktır, Open Subtitles اي سلك تفجير متصل بقطعة مطاطية ستعطيك المتفجر الذي تريد

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus