| Sabre geçmişe saygılıdır ama geleceğe de bir pencere açar | Open Subtitles | سايبر تحترم الماضي من خلال فتح نافذة الكترونية على المستقبل |
| Sabre'de çalışmak demek, karşınıza çıkan rekabetçi ortamla yüzleşmeniz demek. | Open Subtitles | العمل في سايبر يعني أخذ التحدي على الطريق الذي يرتفع في مقابلتك |
| Sabre'de, samimi iletişimi hep destekleriz. | Open Subtitles | في سايبر نحن في الحقيقة نشجع وسائل الإتصال الصادقة |
| Sabre, sağlığımızı gerçekten önemseseydi mikrop bulaştırıcı noktalar kurardı. | Open Subtitles | إذا كانت شركة سابر تهتم بصحتنا لقاموا بانشاء أماكن لتلويث اليدين |
| Bu güzel cemaate hediye olarak sizlere indirimsiz fiyattan bir yazıcı alırsanız tüm Dunder Mifflin Sabre ürünlerinde yüzde dörtlük indirim sunmak istiyorum. | Open Subtitles | كهدية مني لهذا التجمع الجميل أود أن أعرض عليكم 4 بالمئة خصم لكل منتجات شركة دندر مفلن سابر |
| Bu hafta, yeni Sabre tabletleri piyasaya sürüyoruz. | Open Subtitles | هذا الأسبوع نحن سنكشف عن الجهاز اللوحي الجديد من سيبر |
| Sabre'deki politikamız gereği iki haftalık izin kullanabiliriz. | Open Subtitles | لدينا نظام في سايبر حيث يسمح لنا بأخذ أسبوعين |
| Sabre'nin bizim için yaptıklarına karşı nankör gözükmek istemiyorum. | Open Subtitles | لا اريد أن أظهر كجاحد لكل شيء تفعله لنا سايبر |
| İşte Sabre tarafından satın alındınız. | Open Subtitles | إذن للتو تم شرائكم من جانب سايبر |
| Sabre ruhunu benimsemekte hiç zorlanmayacaksınız | Open Subtitles | ستجد من السهولة اعتناق روح سايبر |
| Sabre ile birleşme için çok heyecanlıyız. | Open Subtitles | نحن متحمسون جدا بشأن الاندماج مع سايبر |
| Bence Sabre'yle birleşmemiz çok iyi olacak. | Open Subtitles | أعتقد أن الأمر برمته مع سايبر سينجح |
| Sabre gibi Florida'dan geldi ve de güzel. | Open Subtitles | ومثل سايبر إته من فلوريدا وهو جيد |
| "Kahretsin, Bob. 'Sabre marka cankurtaran filikası alma' demiştim." | Open Subtitles | لقد قلت لك يا بوب الا تشتري قارب نجاة من سابر |
| Sabre bizi, şubelerini perakende satışa açmak için yardım etmekle görevlendirdi. | Open Subtitles | في الأساس أوكلت "سابر" إلينا مهمة مساعدتهم لعمل فرع تجزئه بالسوق |
| Sabre, azınlık yönetici stajyeri olarak katılım göstermemin yollarını arıyor. | Open Subtitles | إن سابر تبحث عن طرق لجعلي أشترك معها |
| "Ben ucuz, kolpa, dandik bir Sabre ürünüyüm." Al bunu! Hayır. | Open Subtitles | أنا سيئ سيئ سيئ في سابر لا لا لا |
| "Kahretsin, Bob, Sana Sabre marka bir deniz botu almayalım demiştim." - Güzel! | Open Subtitles | قارب نجاة من سابر رائع لا ليس رائعاً |
| Bu sadece yetkili çalışanlar için. Ayrıca maliyeti kafana takma, faturaları Sabre ödeyecek. | Open Subtitles | فكل ذلك للعماله المختصه فقط ولاتهتمي بالتكلفه فـ "سابر" ستتحمل الفاتوره |
| Sabre Centre'da ona bir çift elmas küpe kazanmıştım. | Open Subtitles | فزت لها زوج من الأقراط الماس في مركز سيبر. |
| Bütün Sabre birimleri, Sabre-6 konuşuyor. Az önce bir tankımızı kaybettik. | Open Subtitles | الى جميع عناصر (سابري), هنا (سابري 6) لقد فقدنا دبابة للتو |
| - 1995 Buick Le Sabre sahibi, danışmaya gelebilir mi? | Open Subtitles | أرجو من مالك سيارة ليسبري موديل 1995 يأتي إلي هنا |