| Burası asla Delmonico'nun yeri gibi olmaz, ama sabunu kullanırsan yiyeceklerin lezzeti artar. | Open Subtitles | هذا المكان لن يكون مبهجا ولكن الطعام سيكون اكثر لذة اذا استعملت الصابون |
| Şöyle ki, Mayank'ın ailesi, sabunu banyo yapmak için, çamaşır yıkamak için, bulaşık yıkamak için kullanıyor. | TED | حسنًا، في عائلة مايانك، يستخدم الصابون للاستحمام، ويستخدم لغسيل الملابس، ولغسيل الأطباق. |
| sabunu alın Evet, sallama iş yapmayın | Open Subtitles | إلتقطوا الصابون والآن ، لا تحاولوا الخداع |
| Toksik olmayan baloncuk sabunu için biraz daha fazla ödemem sorun olmaz. | Open Subtitles | لا أمانع أن أدفع أكثر بقليل من أجل صابون فقاعاتٍ غير سام |
| Ne şampuan, ne banyo sabunu, ne bulaşık sabunu, ne bulaşık deterjanı tutuyor. Ya çamaşır deterjanı? | Open Subtitles | لا شامبو ولا صابون يد أو صابون أطباق ولا مسحوق غسيل أطباق |
| sabunu onun düşürdüğünü söylemiyorsun, ama o düşürdü. | Open Subtitles | أنتي تقولين هو من اسقط الصابونة بل هي من أسقطتها |
| J P Harrah. Bekle, gözlerimdeki sabunu sileyim. | Open Subtitles | جي بي هارا انتظر حتى ازيل الصابون من عيوني |
| Sabun-yaşam destek sistemi ile sabunu hayatta mı tutuyorlar? | Open Subtitles | تعرفون، إبقاء الصابون على قيد الحياة بنظام تدعيم الصابون؟ |
| sabunu sağ eline, çamaşırı sol eline al. | Open Subtitles | وتأخذى الصابون في يدك اليمنى والملابس في اليسرى |
| sabunu çamaşıra iki kere sür. Böyle. | Open Subtitles | ثم تمررى الصابون عبر الملابس مرتين, هكذا |
| Yine de, sabunu almak için... yere eğildiğinde, heyecanlanıp arkadan üstüne atlayamazsın onun. | Open Subtitles | أنت لا يتأرجح من وراء عندما يثيرك لمعرفة التقاط الصابون. |
| Duşlukta bir tabak var, sabunu oraya koyuyorsun. | Open Subtitles | انه طبق في الحمام يمكنك الحفاظ على الصابون في ذلك |
| Aynı sabunu kullandım. | Open Subtitles | انا استعملت نفس الصابون الذي استعملته انت |
| - sabunu versene. - Lütfen idareli kullan. | Open Subtitles | ـ اقتصد باستخدامها ـ مرَّر إليِّ قطعة الصابون |
| Peki şova başlarken fosfattan arınmış sabunu almak için eğilen herifi anlatsak nasıl olur ? | Open Subtitles | وماذا لو بدأنا البرنامج برجل يلتقط قطعة صابون خالية من الفوسفات؟ |
| Beyler sizden bir koşu gidip biraz çiçek, biraz banyo sabunu ve biraz İspanyolca dedikodu dergisi almanızı istiyorum. | Open Subtitles | ايها السادة اريدكم ان تخرجوا وتجلبو بعض الأزهار ومجموعة من صابون الإستحمام وبعض مجلات الثرثرة الإسبانية |
| Bununla yıka. Çamaşır sabunu zarar verir. | Open Subtitles | إغسلي شعرك بالشامبو سوف يتلف صابون الملابس شعركِ |
| Mülâkatta kız gibi kokmamak için naneli sabunu kullan. | Open Subtitles | استخدم صابون النعناع لئلا تفوح برائحة فتاة في مقابلتك |
| Neden aynı diş macununu kullanamıyoruz da aynı sabunu kullanabiliyoruz? | Open Subtitles | لماذا لا نستطيع أن نستخدم نفس فرشاة الأسنان بينما نستخدم نفس الصابونة |
| Hatırladığım son şey, banyoda, çıplak olarak, sabunu aradığımdı. | Open Subtitles | آخر شيء أتذكره، بكوني في الحمّام، عاريةً باحثة عن الصابونة |
| Hollywood yıldızlarının dörtte üçü en kaliteli cilt bakımı için Diamond Tuvalet sabunu kullanıyor. | Open Subtitles | ثلاثة من أصل أربعة" ..من نجوم هوليوود المشهورين على الهواء "يوصون بصابون التواليت "دايموند |
| Almanya'ya giden herkesin diş fırçası diş macunu, ayakkabı parlatıcısı, sabunu ver her aile üyesinin kendine ait havlusu olmalıdır. | Open Subtitles | كل من يذهب الى المانيا ، يجب ان يملك فرشاة اسنان ، معجون اسنان ، ملمع احذية ، صابونة |
| sabunu gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت صابونتى ؟ |
| Bu sefer balığın içinde DVD ve banyo sabunu bulmuşlar. | Open Subtitles | هذه المره وجدوا dvd اسطوانات وصابون فاخر جدا داخل السمك |
| - sabunu düşürme. - Ben düşürmezdim. Phyllis'e! | Open Subtitles | لا ترمي بالحساء لن افعل لو مكانك بصحة " فيليس " |