| Sadece her polen farklı görünmüyor aynı zamanda, her habitatın kendinde has polen kombinasyonu | TED | وليس فقط كل نوع من حبوب اللقاح مختلف عن الآخر بل إن أي منطقة لديها مجموعة من النباتات خاصة بها |
| Lütfen Jack, sakın bana senin de Sadece her pazar kiliseye giden o rahat Katoliklerden olduğunu söyleme. | Open Subtitles | رجاءا ,جاك ,لاتخبرني أنك أحد الكاثولوكيين المتهاونين الذين يذهبون إلى الكنيسة فقط كل يوم الأحد |
| Sadece her ebeveynin istediğini istiyorum. Çocuklarımın eve sağ salim dönmesini. | Open Subtitles | انا اريد فقط كل ما يتمناه الاباء أريد ابنائى ان يعودا الى البيت امنين |
| Sadece her şey çok hızlı değişmeye başladı. | Open Subtitles | لا أعرف , أنه فقط كل شئ يتغير بسرعه كبيرة |
| Sadece, her şey çok hızlı oluyor. | Open Subtitles | فقط كل ما يحدث بسرعة، كما تعلمون. |
| Bana Sadece her aptalın bile bildiği şeyleri anlattın. | Open Subtitles | . لقد أخبرتنى فقط كل ما يعرفه أحمق |
| Sadece her şeyin mükemmel olmasını istemiştim. | Open Subtitles | أردت فقط كل شيء يكون مثاليا |
| Sadece her şey üst üste geliyor. | Open Subtitles | إنه فقط ... كل شيء |
| Hiç birşey, sadece... Her şey. | Open Subtitles | فقط كل شيء |
| - Sadece her şey. | Open Subtitles | فقط كل شيء. |